19 Aralık 2015 Cumartesi

Videolarim yayinda!

Merhaba Canlar,
buna alismaya calisiyorum ve desteginize ihtiyacim var, birtane yeni yazdigim Yaziyi okudum ekledim Youtuba ve 2 tane Videomda Eskiden yazdigim ve burda paylastigim Yazilar oldu ;) umarim begenirsiniz...

Haftalar Aylar cok hizli bi sekilde geciyor, bazi seyler aklimdan ve Gönlümden gitmeyince okadar mutsuzlugun dibine vurmus gibi hallerimi görüyorumki bunlardan azda olsa kurtulmak istiyorum ama olmuyor? yoksa oluyor mu ? Insanin kendisinden baska Dostu yoktur. Böylelikle ne yalan söylenebilir nede yerden yere vurulur. Herneyse öyle böyle derken ve bi yandan Is bi yandan Okul bi yandan Yazma derken Yazilarimi seslendirmek istedim ...

Burdan ulasabilirsiniz ;) :

Dilegin Gezegeni :  

https://youtu.be/mzQ5Sj6-Ofc

-------

Insanlari "Engelleme" : 

https://youtu.be/4mMGifUff-8

-------

Staj / Is : 


----

Ölüm Yildönümü : 

https://youtu.be/3DON_YtVA7c

----


Baska Videolarim icinde takipte kalin :) 

 Hayat zaten 3günlük Dünya hepimiz icin ister Zengin ister Fakir, nerde olursa ol kim olursan ol karsi Kisiye Yalan söyleme onun Hayatlarini ve Hayat sevincini bitirme!

Kendinize cooook iyi bakin ;)

Sevgilerimle
Dileginiiiiizzzzz :)

5 Aralık 2015 Cumartesi

Yakında Videolar gelecek

Merhaba Canlar,

Inşallah hepinizin saģlıģı yerindedir, Saģlıģınıza dikkat edin... Ailenize sımsıkı sarılın, sadece ihtiyaçda deģil sırf özel gündede deģil...

Bu 1 Haftada herşey tuhaf şeyler, tuhaf Duygular yaşıyorumki, yaşıyoruzki, deģìşik...

Sevdiģimiz bi Dostumuzun Çocugu Hastahanede... Yıllardır görmediģim Akrabaları görüyorum... Keşke böyle acı şeyler yaşamasaydıkta, keşke görmeseydikde... Biz beraber yanyana gelip gülemiyoruz... Acılar bizi getirtiyor, mutluluģun yapamadıģını Acı,Hüzün ve Keder yapıyor. Keşke herkesin Saģlıģı iyi olsada birbirimizi hiçde olsun görmesek, hasret gideremesek.... belkim saçmalıyorumdurda... Çok üzülüyoruz... ah be güzelim 2015im Ayrılık olsun tamam ama ne olur Ölümlü ayrılık olmasın be!...

Bu benim yaşadıģım üzücü olaylar sitres hepsinden kısa bi özetti... Yazılarımı artık dinliyebileceksinizde 3 yada 4 Hafta sonra gibi düşünüyorum. Neden, Ne alaka gibi soruları dinlediģinizde anlıyacaksınız Canlar.

Şimdilik sevgiyle kalın, yalan söylemeyin, Kalp kırmayın... Hayat zaten kısa... Her acı tadılıyor karşı tarafa birde sırtta sen Bıçak saplama!

Sevgilerimle
Diloşunuz

13 Kasım 2015 Cuma

Yardim etmek mi ? Yok daha neler!

Bir Dünyamiz var, hepimiz ayni Görüntüde, her Ülkenin Agaclari bile ayni, Dertleri, acilari, sevincleri, Kültürlerimiz bile bi yerlerde Yolumuz kesisiyor, sadece farkli Aylarda belkim kutlanir bazi Bayramlar. Ve yardima muhtac olan Insanlar var heryerde?! Ve ayri Ülkelerde büyümüs ve yetismiste olsak ister farkli ister ayni, Insanlik görevimizdir Insanlara heleki yardim Eli uzatanlara El uzatmak.

Kücükken mesela cok iyi hatirliyorum, bi alttaki Mahallede Arkadasimdan gelirken Eve, bi Adami gördüm üstüme üstüme geliyordu, Elinde bi Beyaz Cubuk ve Gözünde Gözlükler, okadar kücügimki ilk basta anlamiyorum, saniyorumki Adam benle dalga geciyor. Halbuki Adam görme Engelli, ona üzülsemde bencilligim daha cok ön plandaydi, bi alt Mahalle yeni yeni Yüzler icimde bi korku, Adam bana Dogru geliyor. Sonra herkes gibi insallah bende böyle seyler yasamam diyorum, sanki aciyorum gibi. Simdi düsündügümde cok utaniyorum, böyle Hissettigim icin. Insan büyüdükce Hisslerini taniyor, simdi daha iyi anliyorum ve daha farkli düsünüyorum. Yürek öyle birseymiski Disarda hic tanimadigin Insana bile yardim eli attigin olduysa/olursa ama icinden gelerek karsIlIk istemeden, heryerde "ben iyi biriyim" demeden, iste ozaman SEN farklisin, bunu bil.

Ben cok isyanlardayim. Engelli Vatandaslara yada Yasli Vatandaslara, Bebeklere bizler kendimizi Akilli sananlar, "biz iyiyiz, bosver, amannn, derdi olan düsünsün" diye diye, Gözlerimizi Dillerimizi kapata kapata, onlarin Hayatlarini biz dahada kisitladik! Mesela Asansörler var Tren Istasyonlarda, kullanmasi gerekenler Merdivenlerden cikamayanlar olmali, yada Bebek Arabalilar, yada Yaslilar yada Bavullu olanlar, yahu Gencler degil. Ha tamam Eyvallah, Asansörü Genclikte kullanabilir, ama velakin Yaninda sirada Muhtac birisi beklerken sirayi onlara verilmeli!

Türkiyeye geldigimde, bazi rahatsizligimdan dolayi nerdeyse Hastanelere sIk sIk gitmisimdir, neyse, Hastaneye bakiyorum, yepyeni Bina yapilmis, süper, Merdivenleri görüyorum. Yüregim yine isyanlarda ve mirildaniyorum kendi kendime " Ya yine mi ya yapmayin neolur! Hersey güzel, ama peki  o Yokus halinde inilecek yukari cikilacak yer yok mu?" derken, bi bakiyorumki güzel bi Yokus yapmislar ne cok dik, yani Vatandaslarimiz güzelce cikip inebilecekler kendi baslarina, cünkü bazi Yerlerde hakikaten cok tuhaf yapmislar ne cikabiliniyor ne inebiliniyor. Neyse ama ne göreyim "Ayi yahu bu hangi Ayi" diyorum. Hakikaten o Insana Ayi demisim ama Ayiya bile ayip yapmisim bu cümlemle. Bi Beyaz Koca Araba park etmis oraya, tamam iyi halinden düsüneyim, Adam Acil isi var, hemen oraya Park etti demi? Insan hali! Ama yinede be Kardesim yinede, madem öyle cikarsin 5 Dakika icinde yine geri. Kimbilir belki bi Kiside Acil isi var Hastanede ve kimsesiz, gelmis tek Basina Aslanlar gibi, ama senin Araban yüzünden onlar icin yapilmis yeri isgal edip yine onlara bi Engel oluyorsun. Hayatlari kisitliyorsun. Yapma. Hastaneye girdim, herkesin Yüzüne bakiyorum, benimkide sacma, sanki Adamin Yüzünde yazacak, "Araba benim diye". Sesli bi Sekilde Teyzosumla konusur gibi "Araba kiminse insallah hemen geri ceker, yanlis yerde durmus" dedim, Teyzemde beni Bakislariyla susturdu. Evet, bende sustum. Eger yanimda biri varsa, ister yasca kücük ister büyük onlara zarar gelmesini istemem, benim yüzümden onlarin Hayatini mahvedemem!Asla! Ama susdugumda utandim, basimi egdim yere, düsündüm Kara Kara.

Ben hep Projelerde yer almak isterim hic tanimadigim Insanlar icin kosusturmak isterim, AILEM icin ciz ettigim o bi  hissiyat artik tanimadigim Insanlar icinde var olduktan sonra, Hayata ve Insanlara bakis acim degisti, iyikide degisti. Belkim Cebimde pek yardim edecek kadar birseyim yok, ama Manevi katacagim seyler var. Manevi Destek herkes ama herkes karsisina aktarabilir. Yillar önce Arkadasimida alip Kan vermeye gittim, Kan bagisi, para almadan, ha alanlarda var, onlarada Saygi duyuyorum. Birincisinde gittim Kan degerlerim iyiydi verdim, ikincisinde gittim, ama Kan degerim düsüktü Doktor izin vermedi, Kan verdikten sonra bana zarar verebilecegini düsündü. Vermedim o gün, Insanlari izledim Yasli, Genc ne güzel Saglikli olan ve Kan bagisinda bulunmak isteyenler sirada dizilmis, bekliyorlar. Kimisinin Kani dahada degerli binde bir bilinen/bulunan ve daha fazla istenmekte olanlar, yada daha normal kanlar :) Kagit islemi icin Üc Siradan bekleyip, geciyorsun, sonra Kan verme sirasinda durup, kan verebiliyorsun, verdikten sonra, isteyenlere icecek ve kücük Yemek veriliyor,bu önemli cünkü yarim Litre Kan vermissin sonucta yine yemek yiyerek ve birseyler icerek kendi kendine gelmen lazim, sonrada Eve. Ve 3. gittigimde Kan degerimi yine 2 defa ölctüler, ben yine Kan veremeyecegim icin, üzülürken, Hemsire kan degerimin az farkla iyi oldugunu belirtti, ve üstteki saydigim Siralardan gecip Kan verdim... Böylelikle kimbilir suan hangi Hastanede kim Kan bekliyor? Suan kac Kisi aglamakli yavrusunun basinda? Kimbilir suan verdigimiz Kanlar kime verilip Hayatta tutuluyor?

Ve bildiginiz gibi Göcmenler sayisi arttikca artti, ve onlara Giyecek ve diger Esyalar gerekliydi, baya seyler toplanmisti, hepimiz Evimizde ne varsa, ister halen Etiketle olan Elbiseler yada giyinilmis Kiyafetlerimizi topladik. Sonra bide bunlarin toplanilan Esyalarin bi Deposu var, orda bunlarin secilmesi, düzenlemesi, sayilmasi, ve tek tek Kartonlara koyulmasi lazimdi, uzak bi yer gidis gelisi orda kalisi heleki Isten sonra... Ama bana sorduklarinda gelirmiyim diye, Yüzümde Kocaman bi Gülümsemeyle cevabim "Evet" oldu. Yukardaki yazmis oldugum seyleri yaptik. Bazen ordayken kizdigim seyler vardi Insanlar resmen Kartonlara baya eski püskü, cok sararmis, yirtik Elbiselerini sanki cöpe atarcasina attip vermisler! O Kiyafetler Elime gectiginde ordaki cöpe attim direk hic düsünmeden, bazi Kisilerin ellerinde gördügüm zaman onlarinda atmalarini söyledim! Sonra yardim eden Insanlar kendi isiymis sanki Maas aliyormuscasina calisiyorlardi, severek, isteyerek, dikkatlice... Yine ayri yerlerden gelmiste olsak orda "ayni" nedenler icin oradaydik.  Ve yine "Iyiki iyikiiiii iyi Insanlar dolu bu Hayatta" dedirtti o gün Hayat bana. Okadar Insanlar vardiki, kendi istegiyle gelenler, heleki ufak Torunlariyla gelenler, " Allahim Allahim sana Sükürler olsun"...

Illaki Insanin taa basina mi gelmeli kötü Olaylar? Illaki Arkadas cevresinde görüp mü Akillanmali ? Yoksa öyle zorluklari görüp kendi haline Sükür edip yola devam mi etmeli?! Nasil tuhaf yaratiklariz! Is yerinde bu Firtinali, Yagmurlu Haftalarda bi anda, halbuki hep gördügüm ama budefer Gözüme Gönlüme ayri dokunan bi Agac gördüm, tek basina tam ortada bi yerde duruyor, Yapraklari Kahverengimsi bi hal almis, azcik Günesin isigi vurmus Yapraklara. Tutuldum o Agaca. Yine binlerce Düsünce Aklimda. Neden mi anlatiyorum bu Agaci? Cünkü bu Agacin Yapraklarini birer birer düsürecegini biliyordum gelecekteki Günlerde, icim burkuldu, ama Agaclarla ilgilenenler bunun belkide kisa süreligine buna engel olabilirdi. Sonra burda Kis ayina gectigimiz icin Sabah ise gelirken ve Isten cikarken Gece gibi Karanlik. Ve yorgun ciktigim isten bi baktim Agacin Yapraklari o güzelim Kahverengi o güzelim Yapraklar Agacin etrafinda serilmisler, icim burkuldu, cirilciplakti, ama sapasaglam yikilmadan, Hayata tutunmus, Firtinaya aldiris etmeden, duruyor. Iste bizdede öyle, ben belkim Agactan birsey anlamiyorum ama velakin, mesela yardima muhtac olan Insanlari görüyoruz, farkindayiz, Agacin yapraklari gibi soldugunu görüyoruz bazilarinda, Rüzgar bi o yana bi bu yana savrultuyor, caresizce oda gidip geliyor, bizim yanindan gecenlerinden bekliyor, duyarli Davranislarimizi. Ama ne olur, biz biz olalim Agacin yapraklari düstügü gibi, Insanlarimiz Gözümüzün önünde dahada cileli yasamasin! Düsmesin, yipranmasin, Hayat hepimize güzel olsun, olmazmiki?! Aslinda duyarli olmamiz lazim bu bizim Görevimiz!

Duyarli olmak ve daima kalmak dilegimle...

(Onu bunu anlattip, "bakin ben neler yaptim, sen ne yaptin?" degil niyetim sadece icimizdeki iyiligi sadece sevdigimiz Insanlar icin sarf etmeyelim, herkese yayalim Duyarliligimizi, Sevgimizi)

Sevgilerimle
Dileginiz :)


21 Ekim 2015 Çarşamba

Hayatimdaki „iyikilerim“

Hayatimizda „iyiki“ tanimisiz dedigimiz Kisiler coooktur ama bu ikiliyi anlatacagim Kisiler Ask/Sevgiyle alakali ve aniden Rüyalarimla beraber gecmise bir Yolculuk yapmis oldugum icindir...
Ilk basta herkes Ilkokuldaki ilk Ask/Sevgi/Tutkusunu unutmamistir ister yasittakine ister Hocalarina yada kendinden büyüklere bu Duyguyu yasamistir :) hatirlayin... Ve ikinci Kisiyi ise Yurt disinda tanismistim...



Simdi ben 7 yada 8 yaslarindayim onu ben yanlis hatirlamiyorsam 2. Sinifta fark ediyorum. Ve ilk defa karsi taraftakine bi Duygu besliyordum, ama öyle ölüyorum bitiyorum tabikide degil. Cünki daha yeni yeni o Duyguyu fark ediyordum, ama kendime bile acilamiyordum. O Duyguyu söyle anliyordum, bütün Siniftaki Erkeklerle gülüp gecerken, onlara kizip unuturken, ona gelince kizsamda unutmuyordum. Bana resmen Gözlerinin ici gülercesine bakiyordu. Bazen icimden sadece bu Duyguyu ben besledigimi zannediyordum, taaki onun Duygusunu duyuncaya kadar :)
Cocuk resmen Zeki küpüydü, Derse ASIKti okadar yani :) Sinifimizda bide ikinci Zeki olarak bi Kiz daha vardi, isimlerini halen hatirliyor ama söylemek istemiyorum ;) … Ve bu Kiz Arkdasla herzaman yanyanalar Sinifta Tenefüste ve hep ordan gecerken yada onlarin yanindayken konustuklari konu Ders Ders Ders. Sinav sonrasi hep konusurlardi iste Matematikse Sinavimiz, iste atiyorum Numara 5de Sonucu 5000 bulmus, Cocuk ya hak veriyor yada hayir diyip anlatiyor, bende tam bi Saf (salak) olarak heleki Matematikte en kötü olarak, icimden tek bi Ses var oda : „Bu Sinavda kötü Not alacam ufff“ diyislerim vardi... Ama ordaki yavasca kiskanclik Duygusuda bende baslamisti, Kafami nereye cevirsem hep o Ikili... Ama bana ayri baktigi icin, icimi bi Huzur kapliyordu, oda benim ondan etkilendigimi fark ediyordu galiba, eger halen orda kalsaydim vede Iletisimiz kopmasaydi, ona hertürlü güvenecegimi biliyorum oda bana. Okadar hasta oldum okadar Hastanede kaldim vs vs Sinifa girdigim an, bana „Hosgeldin“ der gibi Bakislari vardi... Ama tek tük konusmalarimizi hatirliyorum :/ hepsini hatirlamiyorum... Herkes o Ikiliyi birbirini seviyor saniyorduk, bende dahil. Bazen Cocuk Kizdan bikmis olacakki yavas yavas ondan kopuyordu, Mac oynardi her Siniftaki Erkek gibi, bende izlerdim. Sinifimizdaki herkes MASUMdu her Cocuk gibi, ama Cocuk olsakta hepimizde bi OLGUNluk vardi, hepimiz ayni Seviyede ne cok Zengin nede cok fakirdik... Biz Cocuk olarak bilmezdik kim nereli, hangi Mezhepten ama dogal olarak Ailelerimiz bilirdi, Veli toplantilarindan, nede olsa Iletisime geciyor, görüsüyorlar. Ama hicbir zaman aramizda bi kopukluk olmadi. Ailelerimizden dolayi hepimiz sansliydik, ayri gayri demeden bize SEVGIyi asilamislardi. Dedim ya hepimizde bi Olgunluk vardi diye ama o sevdigim Cocugun bi Olgunlugu daha vardi, Durusunda, Gülüsünde, Gözlerindeki Isiltiya kadar vede bi yarimlilik vardi. Siniftakilerin bazilari bunlari biliyor bazilari bilmiyordu. Tam oralari hatirlamiyorum ama Sinif Hocamiz sevdigimi Siniftan bi bahaneyle disari cikartti. Ozamanlar Sinifta Anne ve Babayla ilgili konusmalar oluyordu ve yanilmiyorsam iste hangi Veli/Anne Siniftaki Masa örtüsünü yikayacak vs vs diye. Ve Hocamiz bizi uyardi, onun yaninda böyle konusmalarimiza dikkat edelim dedi, Anne ve Babasi bi Kaza sonucu (yanlis hatirlamiyorsam) vefat ettigini ve oda Yengesi gille yasadigini hizli bi sekilde anlatmisti. Kücügüz daha kimimiz azda olsa duymustu kimimiz inanmamisti kimimiz hicbirseyden habersizdi ama Hocamiz söylerken hepimizin o gülen Cocuklarin yüzünü hüzün almisti. Sonra sevdigim Sinifa girdi, güler Yüzüyle, sanki Günes dogmustu Sinifa. Biz ise ona nasil bakacagimizi, konusacagimizi bilmiyorduk, Hoca ise tedirgindi cünkü bizlere gizli gizli anlatmisti ve birden bire Sinifa girmisti sevdigim. Hocanin istedigini bulamamisti, Hoca bana dönüp „Dilek sen biliyorsun yerisini onunla git göster“ demisti. Onunla beraber asagiya indik Merdivenlerden, ben okadar mutsuzdumki, ve birden benim mutsuzlugumun onun mutsuzlugunun yaninda bi hic oldugunu anladim... Cünkü onlari birebir yasayan oydu. Ona benim mutluluk vermem lazimdi, bana ikinci kez baktiginda Gülümseyerek baktim. Ama o okadar Akilliydiki bana dönüp „Dilek, Hoca beni bilerek asagiya gönderdi degil mi??? Ailem hakkinda size birseyler anlatti degil mi ?“ demisti. Ben ne diyecegimi bilemiyordum, ozamanlardan Yalani sevmezdim, ama ona verecegim cevabim Yalana girmeyecekti cünkü onun Canisi acimasin istedim, bikere daha üzülmesin ve eskisi gibi hareket etsin, kendisini bizlerden eksik görmesin istedim... „Ne diyorsun ya, Hoca Sinifta ne bekliyor sen ne diyorsun“ demistim. Elimdeki topladigim kücük Panoya asilan Ignelerin azini ona verdim, verirken Elllerimiz birbirine carpiyordu (dogal olarak :)). Sonra ne olduysa bana birazini yine Elime verdi ve verirken Parmagima degdi o Igne. Benim canim sizladigi an, onunkide sizladigini fark ettim, birbirimize acilamasakta. Sonra hizli adimlarla Sinifa ciktik. Herkes bizi zit bilirlerdi, cünkü o Ders manyagiydi ben ise kendini begenmis bi Kiz :). Herkesin yaninda Gözlerimizle konusurduk. Hep Okul cikisi herkes ayni Yollardan cikarken, onunla hic öyle yolculugum olmamisti, Evisi Okula cok yakindi. Hemen pat diye Evisine varacak kadar yakindi. Sinifta ikimiz Parmak kaldirdiginda, Hoca beni aldiginda, sevdigim hep derdi, „ufff biliyordum zaten, hep Dilegi aliyor“ diye, ben ona baktigimda ise, aslinda bakmasamda, öyle cümleler kursada aslinda onlari Yürekten demedigini biliyordum, hissediyordum. Bikeresindede Tiyatro yapacaktik ve ben yesil bi Etek giymistim, Eski döneme ait ve aslinda mutluydum ama cok eski püsküydü. Gittim Okula ve beni durmadan kesiyordu sevdigim benim kuzenimle. Ha buarada benim bi Kuzenim vardi, ayni Siniftaydik Keratayla, onunla Ders calissak, yada Okul disinda vs vs bana Sevdigim kiskanc Gözlerle bakardi, bende anlamazdim, sanirdimki herkes biliyor Kuzen oldugumuzu. Bu saftirik duyduktan sonra ne olduysa benim Kuzenimin pesinden ayrilmaz oldu :). Neyse Etegimle Okula geldim beni süzüyor resmen, ha öyle sapik gibi degil, ve Kuzenimle gülüyorlar ama sanki Dalga gecer gibi. Bende cok utanmistim, sandimki benle Dalga geciyorlar Kiyafetim eski diye. Sonra geldi benim Sevdigim ve bana nekadar güzel oldugumu, Etegimin bana cok yakistigini söylemisti. Ben ise o anlar sevinememistim, cünkü sanki ikisi dalga gecer gibi, aglamaya balsadim ve Sinifin ortasinda Hocam bana bakip ne oldugunu merak ettigini dedi, bende anlatmistim. Sevdigim saskin saskin bakiyordu bana, ozaman herkesden bi „Vayyy“ diye sesler yankilaniyordu, Sevdigimde bana benim yanlis anladigimi söyledi ve nekadar güzel oldugumu dile getirmisti, harbide o an nekadar salagim diye demistim, hem yanlis anlamistim, hem Sevdigimide mutsuz etmistim hemde Siniftakilerin aramizda birseyler oldugunu Akillarina kazimistim. Sevdigim artik bizlere takiliyordu yada daha dogrusu Kuzenime :) ve ben birgün Okula gec gitmistim, ve cok iyi hatiliyorum bi Kiz Arkadasim yanima hizlica gelip „Dilek sen nasil birseyi kacirdin biliyor musun?“ diye heycanli heycanli anlatmaya basladi. „Onun Abisi varyaaaa, Elinde onun Defterini acip Tepede durdu ve yüksek sesle Dilek kimdir? Diye sordu. Defteri gösterdi megersem Defterde kiz senin adini yazmis Sayfa Sayfa. Sonra oda cekindi Defterini Abisinden hemen aldi“ demisti. Bana olan Sevgisini böylelikle ögrenmis olmustum, ama yinede hircin bi Kiz olarak. Arkadasima dönüp „Ya tamam, sus.Bana anlattigini kimse bilmesin.“ diye cikistim. Hem sevdigim utanmasin, bana yine herzamanki gibi davransin diye bilmemezlikten gelmek istedim ve aramizdaki o Büyü bozulmasin istedim. Daha kücüktük büyükler gibi yok Elele yok Gözgöze yok güzel Sözcükler sarf edemezdim. Kücüklügün tadini cikarmak istedim, erkenden Olgunlasmis olsakta büyümek istemedim. Hergünde bakissak sanki yeni birbirimizi görüyormuscasina severdik bakismayi... Ve öyle kaldi... Ve Yurtdisina geldigimde bir kac Yil sonra Rüyamda onu görmüstüm. Beni Evisindeki Merdivenlerden yukariya dogru götürüyordu, ben ise agliyordum, resmen kaciriyordu, ona güveniyordum ama beni zorla götürdügü icin agliyordum, birden bire aglayarak uyandim Rüyadan, sanki Rüya degil gercek gibiydi... Sonra Sosyal Medyadan Arkadaslarima onu sordugumda yanlis Arkadas cevresine dahil oldugunu dile getirmislerdi, onun icin cok üzülmüstüm, cünkü piril piril bi Gencti, Zekiydi, herkese iyi davranirdi. Ve bi Kiz kacirip evlendigini söylediler, sasirdim, cünkü Rüyamdaki cikmisti. Iletisimiz kopmusta olsa ve Yillar gecsede üstünden onun yasantisindan bu Olayi hissederek Rüyama girmesi cok büyüleyiciydi adeta. Onun icin ise mutlu olmustum. Onun ilk Okuldaki sevdigi Kiz yani Ben daha böyle seylere dahil olmamisken, o böyle seyleri tatmasi mutlu etmisti beni. Ve yillar sonra Sevgilim olmus ve bana Rüyasini anlatmisti oda taniyordu sevdigimi, ve nasil olduysa onu görüyor, ve sanki Sevdigim agliyormus onun rüyasinda yada üzmemi demis neydi.... Bu bile beni etkilemisti. Nerde olursak olalim ne yasasakta yasayalim, Masumca yasanilan hersey Akilda kaliyor. Onu Memlekete gittigimde bile Mahallesinden gecerken bile unutmustum... ama ne bi Resimi var nede bi Soyadi... belkimde kac defa Esiyle, Cocuguyla Önümden gecmistirde kim bilir. Nerden aklima takildi biliyormusunuz? Bi Arkadasim Telefonda „Bak senin Adamin geciyor“ demisti, ve o an dank etmisti, nasil olurda oraya kadar gidipde onu merak etmemistim! Aslinda eskiye bi özlem duymuyordum, azcik merak ediyordum ve onlarin bana yasattigi Sevgi ve benim onlara yasattigim Sevgi kalmisti sadece aramizda.
BU YAZI BAYA UZUN OLDU O IKINCI KISIYIDE "belkim" BASKA SEFERE ANLATIRIM AMA : Ben bazen fark edemiyorum, seviyorum aslindada fark etmemeyi, cünkü nezaman birseyleri fark etsem, hep Elimden kacip gider, Sans gibi, mutluluk gibi... Ve ilk Bakista ASKa inanmam cünkü hic öyle basima gelmedi :) ve wooww dedigim Kisi ise sadece Dis görünüsüne aldanmisim, cünkü Tavirlari hic hosuma gitmemistir... Heleki Tesadüfleri cok severim, birisine o özel Duyguyu hissedince, sonra düsünüyorum, atiyorum „ben 9. Siniftayken, oda benim yan Sinifimdaydi“ yada „Kücüklügümde beraber oynamisiz“ diyorum. Fark etmeden yanindam gecmistir fark etmeden karsimda oturmustur, cünkü her Erkege o Gözle bakmiyorum, YakisIkliysa evet her Kiz gibi bende icimden diyorum, ama o özel Duygu beslemiyorum. Ve bana bu iki Güzel Insan birbirimize acilamasakta Hayatima güzellikler kattilar. Ne bi Umut verdiler nede geri aldilar, onlar beni bekledi, ben onlari bekledim, ne onlar mertce Sevgisini acikladilar nede Ben. Ikisi benim Hayatimda Yüregimde güzel bi Yere sahip/dahil oldular. Onlar ister beni hatirlasin ister animsamasinlar bile, benim hep Dualarimda yer alacaklar. Benim Masumca sevdiklerimin ve sevildigim arasindalar, belkim müstakbel Esimle bi Aksamleyin Caylarimizi yudumlarken Mazimdeki olan bu Iki masum Kisiyi anlatirim.

Masumca kalin, Akillarda ve Gönüllerde hep sevilen Kisi olarak kalin...

Sevgilerimle
Dilosunuz 

11 Ekim 2015 Pazar

anKARA

Bugün 10 Ekim 2015... Yer anKARA Insanların katledildiği bir Yer, bugün onlar Barış için ordalardı bugün onlar Evlerinden çıkarken Barış umuduyla gitmişlerdir oraya. Bugün onlar sevdiklerine belkim sarılamadan çıktılar Evlerinden hepimizin niyetine Barış yürüyüşüne.

Bugün Sabah kalktıp ve Türk kanallarında birşey olmadıģını fark edip Alman Kanallarına geçtim Saat 12ye geliyordu. Haber kanalını açtım nedense... Haberler başladı ve kötü Haberi orda duydum, gördüm Görüntüleri... Başımdan aşağıya kaynar su dökülmüşe döndüm.... Sonra hemen o Haberden sonra kapatım TVyi... bi 15 dakika Gözümü kapatım... Neden? Neden dedim???? Neden Insanlar birbirini katleder oldular? Anlayamıyordum böyle Olayları anlamakta istemiyordum. Çünkü haince yapan bu Saldırı kim tarafından gelmiş olsada olsun onların Karektersiz Düşüncelerine bürünüp bi Akıl yürütmek istemiyordum. Orda Ölen Insanlar, geride bıraktıģı Aileleri kaldı. Katletmek bi Çözümmü? Nedir bu Vicdansızca Planlar????

Sonra aldım Elime Telefonu açtım Interneti, öyle okudumki bogazımdaki Dügümlerle Yorumları, Din farkıymış, Irk farkıymış, yok "oh olmuş" muş! Ben Politikadan anlamam, bunu yaparsam şu tarafı kazanırım yok bu yanar döner bilmem. Kesin benim gibi bilmeyen Insanlarda vardır ve bende olan Vicdan herkestede vardır. Orda kim neden ölüyorsa unutmayınki onlarda senin benim gibi INSANdır. Illaki Akrabamiz, Arkadaşlarımız yada kendimiz yaşayınca mı? Yoksa Ateş düştüģü yeri yakıp yıktıģı Zaman mı" ahhh larrr vahhhhlarrr" diyelim?!

Ama velakin Politikadan anlamasamda oraya Ankaraya bakan bir Devlet büyügü (!) Orda öyle bi Yürüyüş toplanacaklarını biliyorlardı (!) Bunları önleyecek şeyler yapabilirdi daha çok Güvenlik organize edilebilirdi!!!
Ha bunlar yapılmadımı ha okadar Insan öldü ve Yaralımı ha ozaman TV TV gezip Başsağlığıda dilenmesin! Ha yapmadınmı TVye Yayın yasağı ha Sosyal Medyaya Yasak koysanız ne olur koymasanız! Kötü haber çabuk yayılır, Dünya konuşur, Telefonlar açılır Arkadaşlarının haberlerini almak için!!! Bunları önlenebilinirdi! Barış isteyenlere Koruma verilebilinirdi! Binlerce Kişi ağlıyor şimdi! Bugün silebilirsin onların Göz Yaşlarını peki yarın? Ogünde yanında olabilecekmisiniz? Peki ölen Evlatlarını geri getirebilecekmisiniz?!

Senin Çocuklarını sarıp sarmaladıģın iki Kolun varsa unutmaki onlar diye nitelendirdiģiniz Insanlarında var! Kimseyi ayrı tutmayın. Hepimizin sevinçleride Acılarıda yaşadıklarıda aynıdır! Aynı Dünyadayız!

Artık zaman birbirimize yardım etme zamanı, ayrı Irkta, Dinde, Abadette ayrı olsa "Hepsi Allahın Evidir" bunu sakın unutmayın!
Ve lütfen ne olur ama ne olur KAN vermeyi unutmayın! Artık Can pazarı görmek istemiyorum.

Başımız sağolsun...

Sevgilerimle
Diloşunuz

9 Ekim 2015 Cuma

Memlekete Ilk ve Son Gidisim :)

Selam Canlar, Basliktaki Son gidisimi aman ha yanlis anlasilmasin :) Bu yildaki sonn gidisimi kast ettim... Bugün Yurtdisina geldigim ve Türkiyeye yillar sonra ilk defayla son gidisimi anlatmak istiyorum.

Yillar olmus Türkiyeye gidememistim, bilindik seylerden dolayi gidilememisti, aslinda Yil oldu 2015 ama hic hatirlamiyorum Ailecek bi yere gidilmis Tatil yapilmamisti. Tabiki bu güzel Köye gidilmis hikayem haric. Neyse. Cok Yil olmustu Türkiyeye Memlekete gitmeyeli, Telefonlasiyordum, ve Kamera araciligiyla görüsüp, mesajlasiyor olsakta sevdiklerimle. Karsi karsiya gelmek bambaska birsey. Onlarin güldügünde onlara kocaman sarilmak ayri bi Duygu, Gülüslerine Gülüs katmak apayri bi Duygu. Karar verilmisti bu Yil Memlekete gidilecekti, okadar cok mutluydumki, Okuldan Mevzun oldugum günü bile pek takmamistim. Ikinci kez bile olsa Ucaga binmeyi, aradan cok zaman gecmisti, sanki Ilk Insanlar gibi hic birseyden habersizdik. Nerden gidilir Havaalanina, hangi Kagit Bilettir, yada hangisiyle gösterilir, yada kac kg Bavul alinir, acaba Deolar alinilir mi ???? vs vs! Onlari bile arastirmak heleki o Yillarda bazi Kisiler tuhaf bakiyordu. Önceden benim tuhafima gitsede simdiki Aklimla pek takmiyorum, cünkü herkesin Yasantisi bir degildir. Kimisi bizler gibi Yillar sonra Ucaga biner kimisi herhafta Ucakla keyfine Tatile gider... Tabiiki böyle ayri Olaylar yasasakta en önemlisi bu Hayatta hertürlü seyin olabilecegini unutmamak ve karsi Insanlari onlarin yasamadigi seylerle yargilamamaktir aksine Insanlara bilmedigi Konularda yüksekten bakilmamali ve yardim edilmelidir.

Kücükleyin cok severdim Bavullar acildiginda icinde benim icin birsey olmasada girgiri Neseyi Muhabetleri cok severdim, herkesin orda bavulun basinda durmasini. Ama ogün Bavulu hazirlamak icin toplanmistik. Kendi Giysilerimiz bi yana , Yillar sonra gidecegimiz icin Hediyeleri düsünmek bi Kisiyi bile atlamamak cok önemliydi. Biz Yillar boyu gidemezsekte, her Yil giden Akrabalarimiz araciligiylada olsa kücük Hediyeler gönderilirdi "Cam sakizi Coban Armagani". Ama Insanin kendisi Memlekete gitmesi, Bavul günü onlari hazirlamasi ayri bi Güzellik ve heleki kendi Elleriyle karsi Kisiye vermesi. O gün tabiiki Bavullar acilip kapatildi, dartildi. Ve en sonunda bi yere birakilip sabahin olmasi beklenildi. Sabah oldu mutluluk ve hüzün ayni derecedeydi, oda hepimiz, Ailecek  gidip sevdiklerimizi beraber göremeyecegimiz icindi. Havaalani Maceralarimi kesiyorum :))

Türkiyeye adim attigimda, sunu net diyebilirimki "Evime geldim" hissi yasadim. Insanlari gözlemliyorum, Kargasalari, Trafikten hizlica Araba kullananlari, Karsidan Karsiya gecmek isteyenlerin hizlica adimlarla gecislerini...

Ve uzun Yol Otobüs araciligiyla Memlekete Ayagimi bastigimda, Yerdeki sicakligi fark ediyorum. Havanin nemli olmasindan bi An Nefes alamadigimi fark ediyorum. Ellerim Boynuma gidiyor, Boynum ve Ellerim yapis yapis olmus Sicaktan. Ve tek düsündügüm sey, ben Yillarca burda nasil bu sicakliga dayanmisim, nasil tam Yazin ortasinda Mutfaktan cikan simsicacik Patlican yemeklerini, yagli yemekleri ve heleki sicak corbalari nasil yemisim. Beni buraya baglayan bisey var, adini daha koyamadigim,bilmedigim ama bisey var, bana cekici gelen, beni mutlu eden...

Sonra Taksi ile Mahalleme gidiyorum, iyisiyle hüzünlülüyle yasadigim yere gidiyorum Evime. O yerleri hatirliyorum yavas yavas, hatirladigim yerlerden gecince bizimkilere diyorum "aaa bak bu ... Evi" "aaa baksana bu bizim Okul" ve daha neler neler. 5 saniyelik anlari bile Hafizama kayit etmek icin bi sagima bi soluma bakiyorum, Eskileri aniyorum adeta. Ve benim icin beklenen an gelmis Evimizin Kapisinin önündeydim. Indik, Bavullari aldik... Bakiniyorum Evlere, Arabalara... Ben sanki suan bi Masal Karakteri gibi bi Masala girmisim sanki, önceden gördügüm bildigim yerler, ama gözümde cok kücük gelmisti, Kalbim pir pir carpmaya baslamisti, hersey kücük gelirken gözüme ben cok iri yari kalmisim adeta o an , ufak oldugum Yillar gibi hersey büyük degildi Ellerimde kücük degildi artik. Orasi sanki beni Dilosunu unutmus gibiydi, sanki oraya ait degilmisim gibi... Bahce Kapisindan girip hemen Evimin yanina gittip Duvarlari oksaya oksaya ciktim oraya, Yasli Nineyi tanimasamda öptük Ellerinden, iste benim o an Duygularimin disa vurusum aniydi. Gözlerimden Yaslarimi tutamadimki, agladim, agladim baya agladim... O gün kalacagimiz Eve gectigimizde ben cok duygulanmistim ve herkesle cok iletisim eksikligi oldugunun farkindaydim. Babam aradi, beni bilir, Gözgöze gelsek bile yeter beni anlamasi icin, Yüregimi okur adeta tek birsey ben demeden. Aradi konustuk, ben aglamaya basladimki, Babam Telefonla beraber Balkona cikip "Dilek bak Yagmur yagiyor burda duyuyormusun?" demisti bilirdi severim Yagmuru heleki Yagmur sonrasinda Toprak kokusunu... O an bi kez daha üzülmüstüm, cünkü kendisi kendi derdini unutmus beni Kizisini teselli ediyordu... Ben ise gülümsüyor etrafa bakip Sükürler ediyordum, Iyiki böyle bi Insanin Evladiyim diye. Sonra bigünde Evimize girdigimizde tek degismeyen yer Mutfakdi. Ordada yine Göz yaslarina boguldugum andi. Her anin güzelligini degerlendiriyordum. Ilk Mezarliga gittik :( ...Sonra Akraba gezilerimiz baslamisti, sonra carsi gezilerimiz, sonrada bizi görmeye gelen Misafirler vardi. Beraber Yemekler yapildi yenildi, Kahkahalar atildi vs vs. Ilk oraya Yolculuk yaptigimda eskiye ait bi Hatiralar kalmisti... cünkü artik kimse kimse gelmez gitmez olmuslardi. Orda hayal kirikligi yasamistim cünkü benim kücüklügümdeki aklimda kalanlar ve yasadiklarim böyle degildi.

Sonra bu ikinci gidisimde hersey cok farkliydi. Cünkü yine üstünden baya Yillar gecmisti okadar cok seyler yasamistimki ve baska Insanlarin yasadigi zorluk yada kolayliklari gördümki, Bakis acim dahada genis bi hal almisti, Ben genc Kiz olmus, Duygularima duygular katilmisti Fikirlerim dahada olgunlasmisti ve dahada Insanlari yargilamadan Yola devam ediyordum... Bu Yil ise ayri yaptigim sey suydu, Mahalleyi gezmekti, Pazara gitmekti, Agaclari sulamak, Recel yapmayi ögrenmek ve uygulamak, Ceviz toplayip,temizlemekti veee heleki Muavinlik yapmakdi :)
Okadar kisa güne cok sey sıkıştirmaya calistim, ilk basta Internetsiz Hayatmi olur ya derken bian alismistim ama tabiiki arada olursa Internet iyi olurdu, Arkadaslarla yazismak icin. Mahalleyi gezmek, Bakkala, Pazara gitmek okadar cok hosuma gittiki. Bazi Insanlari animsiyor fakat onlar beni bilmiyorlardi. Ama bazilarida vardiki ben animsamadigim Insanlar Gözlerimin icine baya bakip "Sen Dileksin degilmi? " dediklerini hatirliyorum, ozamanda duygulanmistim. Bazi anlar vardiki Günes Tepemdeydi ama yinede gezmek, heleki sohbet ederek yürümek cok hosuma gitmisti. Ama bazen gectigim Yollari hemen pat diye unutuyordum az kalsin Yollumuda kaybedebilirdim :) Tepelerden inerken kayiyordum :) Sonra Pazara gidildiginde sanki konusmasamda "Bu burali degil" der gibi herkes anliyor ve bakiyordu, ama ben kendimi yabanci olarak görmüyor cikiyor iniyordum Tepeleri. Bendim cünkü. Benim Evim. Herseyde okadar icten tebessüm ettimki, icim rahatti, herseyden bi mutluluk buldum kendi kendime bi Gülümseme sebebi, sanki Agacin üstündeyimde düsmemek icin tuttundum Agacin ince Dallarina, sarilmis gibi birseydi benim mutlulugum... bilmem anlatabildim mi? :) O Esyalarin kokularini bilirmisiniz siz? Ben bayilirim o kokuya. Burdada giderim Pazara ama burda o benim dedigim koku yok hoş kokuyu nasil anlatayim :)  Carsiya gittigimde, rahatlikla bi Amcaya yolu sordugumda orda vs diye deyip Bakkalisina giri verdi, icimden dedim "Yahu bari güzel tarif edeydin"  baktim cika geldi, bide demesinmi Internetten baktim deyip baya güzel sekilde anlatti aradigim Yolu. :)

Dolmusa bindik, ama sadece bindik, cünkü baya doluydu adi üstünde Dolmus. Bellimi Kapiya cevirmisim ve Kapi acik. Genc Beyler oturuyordu, bozulmustum, ama sonra düsündümki, benim erkek Kardesimide kaldirsalar ve o Kapinin önüsünde dursa, bunu bende bi abla olarak istemezdim, ondan o genclere kalkmadiklari icin bi yandanda hak verdim. Araba hareket edilmisti Durakta durup Insanlar kimisi inip kimisi cikiyordu, ben Kolluklari sImsIki tutuyordum elim kaymasin diye ve kaysada Disari pat diye düsmemek icindi. Iste orda yine üzüldüm, benim Insanlarim bunlari yasamamalilar, aslinda hic bikimse hak etmiyorki... Sonra bi Amca vardi, Is Elbisesiyle Ellerinde Posetleri vardi. Ikimizinde önünde bi yer bosaldi, ve ikimiz birbirimize baktik Amca ilk bana oturmami söylemisti, ben ise hic söylemedim cünkü benim niyetim oturmak degildi, benim icin ilk gelen Büyüklerdi, bende Amcaya yok Amca buyur sen otur dedim. Amcada oturdu, Her saniye Duygulaniyodumki, Babam Dedelerim Aklima geliyor Isci Elbiseleriyle azmı gelip gittiler Eve... ve halen... herneyse. Dolmusun Muavini yoktu ve heryer tiklim tiklim oldugu icin Para verenler ve bana söylenenleri Söföre iletmem komikti ama sunu fark ettim sesim konustukca kendimden emin olarak Söföre iletiyordum ama bian geldiki bi Adamin dedigini anlamadim sonra Ellerle anlastik :) ve Bi an vardiki orda sinirlendim "dalma" hissisi ilk orda yasadim oda suydu : bi ara yer oldu ve Dolmus artik nerdeyse bosalmisti, oturdum bi yere, önümde iki Bayan, dir dir dir dir, Konu ise "Ay buralar Istanbul gibi degil" obiriside "evet ya aynen öyle heleki bizim orda Antalyada hic böyle degil,Kapilar kapanir" "Insanlar güler yüzlü" vs vs! Tamam, Keskeeeee ah keskeeeee Dünyanin heryeri ama heryeri Esit güzellikte yasanilsa, hic bi Insan ac, Evsiz olmasa. Ama benim Iki Bayana sinirim, hani vardir ya bazi Insanlar, üstten Tepeden bakarlar baska Insanlara  halbuki bilmezler / unutmuslardir kendilerinin bizamanlar burda yasadiklarini yada Annesi Babasi yasadiklarini...  Hadi diyelim unuttun neden bi daha ordasin... herşeye söylenmen hakkinizdirda ama unutmayinki hangi Ülkede olursan ol hangi kibarligin icinde olursan ol orayida güzellestiren herzaman Insandir. Sen karsiya nasilsan oda sana öyle davranir. Gidilmis güzel seyler yasanmis olunabilir, güzel imkanlara sahip olunabilir, ama unutmayinki güzel yerlerde ikamet edenler içleride dış sokak gibi temiz (masum) kalinsin....O anida unutamam... ve Çarşıya indiğimizde son günlerde karşıdan karşıya geçtiğimizde kardeşime dönüp dedimki : "eger artik tirsmadan ama dikkatide elden birakmadan karsidan karsiya gecebiliyorsak artik alişmisizdir " evet alismistik ama az zaman su gibi geldi gecip gidiyordu ve gitme zamani yaklasiyordu...
Sonra Aksamlari otururduk beraber şenşakrak ben yine Manzarayi anlatmak istedigimde kimse beni anlamiyordu halbuki Elindekileri Esyalari  birakip sadece öne bakmalari yeterliydi ama olmadi valla kendileri kaybeder :) sonra Manzaraya yine yeniden ASIK olurken ben bi An basimi Yildizlara cevirdim, bol bol Nefesi cekiyordum icime, bazi anlar az dahi olsa esiyordu.. Sükürler olsun.... Sonra kuzenimle Aksam üstü Bakkala giderken Gözlere hic takilmadan geciyordum Yollari, minicik çocuklar disaridalardi, kimisi elinde bebişleriyle kimisi topuyla onlarla bakisip gülüşerek yürüdüm... Bu ikinci seferi dolu dolu yasadim, belkimde birincisiyle ayniydi ama dedim ya ben artik eskisi gibi degildim, büyüdükce herseyi daha iyi anlar oldum. Ama burdada hüzünlendigim anlardan biri ise; her yer Ev yapilmis olmasi ve tektük Agaçlarin kalmasiydi. :/

Bazi Anlari Resimledim, videolastirdim, Videolarima halen bakmis degilim galiba ilk isim o cektigim Mahallemi, sevdiklerimi izlemek.  Umarim tekrardan sevdiklerimi öpüp koklayacagim Anlar beni bulur :)

Siz siz olun nerden geldiginizi unutmayin ve baska Insanlari kücümsemeyin! Kahkalarinizi paylasacaginiz Yillar hep sizinle olsun.

Sevgilerimle
Diloşuuuunuuzzzzzz :)

3 Ekim 2015 Cumartesi

Sıradan bir Gün

Sabah çalan Alarmlarımı hep kapatıp yatar oldum... Ama bugün farklıydı bugün Ekim ayına girmiş ve Tren Bilet alma işini sona bırakmıştım. Yataktan kalkmak istemesemde bi Güç yakalayıp kalkmıştım. Dün hazırladığım Elbiseler ve dünden hazır ettiğim Çantam hep bana Zaman kazandırmıştır, Saçlara bi şekil verilir, toplamak istediğimde eğer Saçlarımın azda olsa Beyazlaşmış göründüğünü fark ettiğimde bazen ofladığımın farkına varıyorum. Saçlarımı geri açıyorum. Sonra Aynaya bakıp, Hislerimi Gözümden okuyorum adeta. Sonrada Saçlarımın beyazlaşması sorun degildir diyorum, Suratımda belkim yarin birgün Yaşlılığın getirdiği Çizgilerde oluşacak ben onlarıda sevecem. Aynanın karşısına geçip hep sevecem kendimi, hiç yaptıklarımdan pişman olmayacam en önemliside bu zaten şu Hayatta. Insanın içi rahat olması en önemlisi... Neyse bunları yaparken Odanın Işığı hep açık çünkü Dışarı Soğuk ve Karanlık sanki Akşam gibi. Buz Dolabından yine dünleyin hazırladığım Ekmeğimi çıkartıp Çantama atıyorum. Sonra zamanım azda olsa varsa ya bi Yoğurt yiyorum yada Karnımın boş olmasını bilsem ve hissetsemde yiyemiyorumki... Eger Yazılı olacağım günse muhakkak Yatağımın yanısına yada Mutfaga Not Defterimi alıp okurum, Cep Telefonuma resimlerim bazılarını, çünkü Tren dolu ve oturamassam ayakta bile olsa Cep Telefonumu çıkartıp devam okurum.
Bazende Evden dışarı çıkmadan Odaya gider Teberik'i öper Dua ederim. Ve sonra Hayatta olmayan olanların sevdiklerimin Resimleri öperim. Hayatta olmayanlarla içten içe konuşurum, dertleşiyorum, yardım istiyorum. ( Yok delirmedim, biliyorum bunlar söylenmez, ama yaptığım, heleki severek yaptığım şeylerden biri, ama bunları yapanlar benim nedemek istediğimi şuan anlıyorlar/ öyle Umut ediyorum) Biliyorum onlar yok, ama öyle görüyorlarki bizi, koruyup koruyorlarki.... Ister en yak ınım olsun ister en uzağım içim bu Konuda çok yanar.

Evden çıkıyorum, bugün sanki ayrı bi Günmüş gibi ama bu ayrı Günmüş gibi meselesi ne mutluluktan ne hüzünden kaynaklanıyor. Mahallede tek başımayım ne Araba var ne Otobüs nede bi Insan. Tek başımayım Hava karanlık Sisli, Sokak Lambaları aydınlatıyor önümü adeta. Öksürdüğüm an fark ediyorum Ağzımdan çıkan Dumanları. Hava okadarki Soğuk.Saçlarım savruluyor Burnumun direği sızlıyor, kapkalın giyinmeme rağmen donuyordum. "Dilek kendine gel" diyorum bi yandan. Kafamı Havaya kaldırıp parlayan Yıldızları görüyorum. Sonra şaşırıp "Yok be" diyip Kafamı Yola doğru çeviriyordumki bidaha Yukarı baktım. Şaşırmıştım çünkü Sabahleyin Yıldızları hiç görmemiştim. Sonra bi ara bu anı ölümsüzleştirmek için Cep telefonuma sarıldım çektim, benim gördüklerimi hissetiklerim Resumlere yansımamıštı , bi kez daha anlamıştımki o anı resimleştirmesende olur... Gözün ve Gönlümün gördügünü unutmaz bilirim.
Sonra etrafıma bakıyorum, Arabalar, Şöförler, Okula gidenler,Işıklar , yan tarafta işçiler kazı yapanlar, Çöp Arabasının önümü engellemesi, Kuşların sesleri... Acaba Kuşlar üşüyorlarmıdır sorusu? Ya Dışarıda yaşamak zorunda kalanlar? "Allahım sen hepimize yardım et, Amin." diyip yoluma devam ediyorum. Bu içtenlikle herkese bakmakla Arabaların ve Sokak Lambalarının verdiği Işıklarla beraber Dünyayı gezecek kadar bi Güce sahipmişim gibi yürüyorum. Minicik Ufaklıkları görüyorum kendileri kadar büyük olan Okul Çantaları var Sırtlarında, Tek başlarında bu Soğukta Uzun yoldan geliyorlar Otobüstlerden iniyorlar. Hepsine gülümseyerek geçiyorum önlerinden.

Bilet kuyruğu olmamasına seviniyorum. Biletimi hemen alıyorum. Sanki her ay Biletler pahalaşıyor gibi içten içe söyleniyorum. Bi yere giriyorum, çünkü Zamanım daha var. Sonra o kapalı yerden Dışarı çıkasım var , bi kaç dakika zor duruyorum. Sonra çïkıyorum, soğuk moğuk. Bekliyorum Treni. Gelen gidene bakıyorum. Minikler, Saçları pembe olanlar, Iş kıyafetleriyle bekleyenler, Şık giyinenler, dırdır Konuşanlar, Dedikodu yapanlar. Hertürlü Insan var.

Arkadaşlarım geliyor teker teker. Sonra bi Çocuk geldi Sınıfımızdan hep aynı Kişileriz Okula giderken, neyse geldi ve birşeyler anlatacak gibiydi anlattıda " Geçen Gün Trendeydim, indim, ve orda Anons yaptılar xxx 'se gitmek isteyenler Karşı tarafa geçip ordaki Trene binilmesi gerekildìğini söylüyor. Okadar çok Göçmen varki Dışarda anlamıyorlar öyle bakıyorlar" dedi. Ve ben anlamadım, yani ne tepki vermem lazımdı? Içim öyle üzgünki, ama kızmadım, bırak onun ayıbı olarak kalsın diyip bıraktım. Tamam hepimiz vardır Insanlar hakkında Şakalar yapar, Dalga geçeriz, ama bu demek deģildirki bende bi Göçmenim diye bu Konuya çok alındım yada bi kat daha hassasım. Net diyorum Alakası yok. Öncelikle Çocuga komik gelen bana gelmemiş olabilir, ama bunları anlatırken onda bi Insanlık Duygusunu tatmadım bile. Çünkü Insan der böyle böyle oldu ama yinede üzüldüm çaresizlik zor diyebilirdi ama maalesef...
Benim anlamadığım bu Soğuk Hava Kafalarına deģmişti ama ne ara Vicdanlarına değdiki bukadar soğuk oldular hakikaten anlamıyordum. Bu Hayatın gerceklerinide anlamak istemedigimi fark ettim. Çünkü anladığım andan beri Isyanlardayım, çünkü hep Insanların tuhaf halleri görür ve bilir oldum.

Tren geldi, o içimdeki anlamsızca Hissimi aldı götürdü, o yukardaki anlattığım Hikayeden dolayı... Konuşmadım yanımdakilerle arada gülümsüyorum. Dışarıyı izliyorum. Indiğimizde sürücüsüyle iniyoruz hergün Ana Baba günü gibi. Koşanlar, vurup kaçanlar hepsi var... Sürüsüyle Okulun yolunu tutanlar. Arkadaşlarımın beni beklediklerini fark ediyorum. "Dilek seni yine kaybettik sandık." diyip tatlı gülen Yüzleriyle beni bekliyorlardı. Çünkü arada bütün acelesi olan Kişiler önüme geçiyor ve Dersin başlamasına zaman olduğu için acele etmiyordum. Ama yinede hoşuma gidiyordu, Arkadaşlarımïn beni beklemesi, beni aramaları.... Ve Ders başlar. Sonra biter ve yine Tren Yoluna devam. Bazen Trenleri Yarım Saat bekleriz yada Arabası olanlar bizi alırlarlar aynı Tren istasyonda bırakırlar. Tabiki Kız Arkadaşlarla buna karşılık minik Hediye ile teşekkürlerimizi sunarız.

Eve geldìğimde, Müzigimi açar, Kıyafetlerimi değiştirir, Ailemle konuşur, yemek yer, sonra Yemek yapımında yardım eder. Sevdiklerimle telefonlaşır, yazışır. Ders yapar, arada sızarım :) Sonra Ailemin geri kalanını Eve gelmesini beklerim. Çaylar benden sorulur , beni bilen bilir ;)

Bugünlük bukadar Canlar. Belkim sıkıcı ama ben Hayatıma alıştım :)

Sevgilerimle
Diloşunuz :*

25 Eylül 2015 Cuma

Kurban Bayramı

Merhaba Canlar,

Kurban Bayraminizi en icten Dileklerimle kutlarim. Umarim sadece Bayramda barisip özür dileyip , sonra Bayram bittikten sonra kalp kirmamali , Sırt cevirmemeliyiz... Bigüne telefonlasmak yada Mesajlasmak yada El öpmek sigdirilmamali... birak hergün bayrammiscasina gecsin Hayat. Sadece Bayramda Muhtac olan Insanlara El uzatilmamali bu iyimserligimiz herzaman olsun ve bu oldukca sadece mutlulugu huzuru birgüne sıģdırmak zorunda kalmayizki...

Çocukken hatirladigim Kurban Bayrami... Sabah erken kalkilir , herkesi küçük Kollarimla sarmalardim, öperdim. Pencereden disari bakisi attigimda gördügüm Kisileri öncelikle böyle Bayramini kutlar. Pijamalarimi degistirip Kahvaltimizi kurardik Yere. Herkes ayri telden konusurduk, ne konustugumuzu hatirlamiyorum ama gülüslerimizi iyi hatirliyorum. Sonra hersey toplanir, disari cikilir ve budefer yine büyüklerin Ellerinden öpülürdü. Gönlünden kopanlar Para verirdi. Sonra Çoluk Çocuk Kuzen Arabaya atlar Mezarliga giderdik, onlar orda olmalarina ragmen bizden uzakta, aslinda onlar hep yüregimizdelerdir, Evimizde. Bizi gören, kollayan daima seven... Ordaki Anlar bende hep aynidir hic azalmadi aksine özlem dahada cogaldi...

Sonra Beylerimiz eger durumumuz iyiyse Kurbanlik Koyun alirlardi. Biz Çocuklar olarak Koyun geldiginde gider bakardik. Ben ona yaklasmak istedigimde heleki ot yedirmek istedigimde tirsarsim halbuki o bizden dahada ürkerdi. Sonra kesilecegini düsündügümde ise cok kötü olurdum bakmaz göz göze gelmezdim, gelemezdim sucluluk duygusu olurdu...
Ve o an gelir Koyun kesilir, Dualar esliginde, Kani Alnımıza sürerlerdi.

Sonrada devreye Evimizin Hanimlari girerdi. Güzelce keser ve kime dagitacak kadar ayirtirlardi. Sonra Kelle Paça yapacaklarsa onu bi yandan hal ederlerdi. Ben Evimizden cikan Kurbani "yok ona vermeyelim, onlarda bize vermedi" diye sözler hic duymadim. Aksine bize kalacak Etten alip verirlerdi bizimkiler. Sonra herkes Etleri dagitmaya cikardi. Evimizde Etler piserdi. Bazen Akrabalarimizi cagirir bazende kendi kendilerine gelirlerdi yerdik affiyetle. Ogün yorulurdu Insan, ama yinede "Yarrabi Şükür" denilirdi.

Bugün Internette gezinirken bi Resim ve Yazi Gözüme carpti Yazi şuydu :
 Hz. ALI ye sormuşlar "Bayram nedir" diye. "Günahsız geçen hergün Bayramdır" demiş.

Günahsız ve Masum dolu bi Yaşam dileģiyle...

Sevgilerimle
Diloşunuz

23 Eylül 2015 Çarşamba

Bal Kabak Tatlisi deneyenler ?

Ben ve Yemek yapmak himmm... Ikisi birbirinden uzak gibi görünüyor olsada Insan istedigi herseyi yapabilecek niteliginde :) Hep Yemek yapmiyor ama epeyce yiyenlerdende degilim. Ama yaptigim seyleri karsi tarafin güzellikle yedigini görünce o benim Karnimi adeta doyuruyor :) Yani istesem birazda azim olsa, yapmiyor degilim, ama pek anlatmiyor olabilirim ve yapmiyor degilim, ama kendimi yetersiz hissediyorum Mutfak konusunda :) Suda bir gercekki suan yapamam dediklerimizin hepsini yapar olduk, basarir olduk, ondan bu Konuyu pekde olsa Kafama takmiyorum, nede olsa hersey ögrenilir. Ama tabiiki ister 50 Yasima geleyim ister 95, ne Ninem gibi nede Annem gibi Yemeklerim ayni lezzette yada ayni onlar gibi Usta bile olamam... Onlarin sade ve sadece çırağı olabilirim.

Bal Kabak desem ? Kimisinin severek kimisinin ise yanindan gecmemis olmasi ne tuhaf degil mi? Yada Cizgi film Bal Kabagi yada Halloween´de aklinda kalanlarda olabilir. Eskiden Evimize Bal Kabagi gelmis Annem ve Halam tatli yapmislardi, görüntü aklima geliyor ama ilk defa yemisligim oldugu icin  yada yenilige kapali oldugumdan sevmemistim. Taaki Annem Yillar sonra ucuzlukta olan Bal Kabagini görüp alana kadar :)
Internette tariflere bakildi, karma bisey ortaya cikardik, iste böyle seyler denedik :

Malzemeler :

Öncelikle 1,5 kg soyulmus dilimlenmis Kabak
3,5 Su Bardagi Toz Seker
1 Su Bardagi Ceviz Ici
1 Cay Bardagi Tahin

 Yapilisi :

  • Önce bir genis Tencerenin icine soyulmus ve dilimlenmis olan Kabaklari dizin.
  • Sonrada üzerlerine 3,5 Su Bardagi Toz Sekeri serpin kapagini kapatip bir Gece dinlendirin.
  • Sabah baktiginizda sulanmis olan Kabak dilimlerini göreceksiniz, eger Seker kalintilari halen erimemis varsa üstünde onlari iyice karistirin.
  • Tekrardan Kapagi kapattiktan sonra Ocaga koyun sonrada Ocagi en düsük seviyede acin. 
  • Kabak dilimlerini en agir seviyede 40 - 50 dakika pisirmeye birakin. Bicak / Catal / Kürdanla Dilimlerin pisip pismedigini ögrenebilirsiniz. Saydigim 3 seyden birisiyle bu denemeyi yapiyorsaniz ve Dilime rahatca batiyorsa demekki pismistir. Ama eger halen sertse 10-15 dakika daha kisik Atesde pisirmeye devam edin.
  • Pistikten sonra güzel servis Tabaga alip Tahin ve Ceviz üstüne serpin (yada diledginiz sevdiginiz seyleri).
Sonuc : Ben begendim, pek almadigimiz bi Sebze ve pek yemiyordum. Ama tadi okadar Cocuklugumda hatirladigim gibi tuhaf tadi yoktu :)
Afiyet, bal Seker olsun. :)










Sevgilerimle
Dilos

21 Eylül 2015 Pazartesi

Sorgulamak

Oturdum bi Köseye, Habere biyandan bakarken biyandan Isigi actim Camdan disari bakiyorum, hemen ardi ardina Evler var, belki Perde arkasinda beni izleyenler var kimbilir, Havanin karanlik olusu, azcik Agaclarin olusu, disarinin ve icerisinin soguk olusu, Üstüste giyinmem, üstelik üstüme battaniye almam bogazimin agrisi ve Ayaklarimin soguklugu Mahellenin sesizligi hepsi birbirini dengelemis sanki... Yazmak istiyorum ister bos ister dolu, bugünlerde hep bi Ders calisirken bi yandanda yazmak istiyorum durmak istemiyordum, yapmak istediklerim cok aslinda. Aslinda Saat kac olursa olsun sorguluyorum kendimi Hayati.
Beni tanidiklarini sandiklarimin beni yavas yavas tanimalari, icimdeki Özü gec fark etmeleri nedendir? sizdede öylemi yoksa sadece bende mi? Agzimdan cikan güzel sözler aslinda Yüregimden dökülen gerceklerdir. Ilk Türkiyeye ayak bastigimda tabiki uzun zaman olmustu beni sadece cocuklugumla hatirliyorlardi. Bana ilginc sorular sorarlardi. Mesela bigün evlenirsem Kaynana ve Kayinbabayla oturmak istermiyim gibi... Cevabim onlari sasirtmisti, bende onlarin sasirmasina sasiriyorum halen öyle, ama neden halen sasiriyorum bende bilmiyorum :)

Cevabim suydu : Anneminde Kaynana ve Kayinbabayla yasadigiydi, tabiki Iki Aile ayni Evde zor olurdu, herkes özgürce atiyorum Ayaklarini üstüste atamaz, Gelin,yani ben, hep calismak zorunda kalir, belki Cocuklarimla zaman bile geciremicem, kucaklarima doyasiya alamicam belki, Annem Babam Ninem Dedem belkim sorunlar yasamistirda kimbilir, ama hep dolu tarafindan bakmaliyim Hayata, Ben bi Cocuk olarak okadar mutluydumki Ninem Dedemle iki nesilin arasinda büyüdüm. Ve Annem onlari kendi Anne Babasi gibi gördü ayni sekilde oda Gelin degilde Evin Kizi gibiydi. Simdi hangi Cocuk büyüyor Nine Dedeyle icice. Herkes kapisini örtüyor kimse kimseye selam vermiyor olmus, görünüste herkes can ciger kuzu sarmasi. Nekadar uzak okadar tatli olmus Akraba ve Aile iliskileri. Ama benimde bi Annem Babam var onlar nasilki benim Canim cigerim Kiymetlerim. Gelecekteki Anne ve Baba diyecegim Kisilerde öyle olacak. Iki tarafa ayri gayri davranma lüksum yok, öylede olmayacak. Herkes herzaman basimin üstünde yeri var, herzaman mutlulukta degil dertte kederdede. Ve bazi baska seyleride ekledim. Sonrada bana Sok olan Gözlerle bakiyorlardi ve biyandanda Gözleri isil isildi. Halbuki gercekte olanda buydu.

Ama neden bukadar sasirdiklarini anlamiyordum, ya ciddi soguk görünüyor düsüncelerim herkesin Gönlünü fet etmisti yada beni tam anlamiyla tanimiyorlardi.

Sonra sofraya davet edenler, sanki ben yer sofrasi sevmem oturmam, yada Ekmek pisirimine yardim etmem, Halilari Balkondan silkelemem, Bahce sulamam, Ceviz yada Zeytin Agaclardan olusanlari toplamam, Pazara gitmem diye bi ön Yargi var gibiydi. Kendi kendime yaptigimda, Gözlerdeki ayni ifadeleri okur olmustum. Ama "bunu yemezsin sen simdi?" diyenlere, dariliyorum artik, ya söyleyis tarzi yanlis yada harbi kötü niyetle derlerdi. Niye yemimki niye yapmayayimki ? Neden neden? Yahu ben herkes gibi birisiyim. Anlamiyorum Kraliceler gibi yüksekten bakip herkese emir mi veriyorumda herkes sasiriyor. Bakmayin bazen böyle gereksiz isyanlarim. Isyanimda aslinda cok degisIk Kisilikteyim ama hep hakli haksiz yere ve ön yargiyla bakildim hep. Hani mesela Yüzü Masum olupta ici Fesat olanlar vardir ya, herkes onlara kul köle olurlar. Bendede tam tersi olmasi belki canimi sIkmasi.

Ama bazende eglenceli olmuyor degil hani :) Mesela Arkadaslarimda Hocalarimda Is Arkadaslarimda hep ciddiyizdir, ben sonra alisirim Insanlara ilk gözlerim, bazen iyi dediklerim tam tersi fesat ciktilar oda ayri konu, ama yinede herkese ilk basta mesafeliyimdir. Sonra bi Kahkahamdan, bi Yardimimdan "Sen böylemiydin ya?" demeleriydi. Hic valla tirsip sormuyorum bile beni önceden nasil görürlerdi diye. Valla zehir zemberek seyleri duymak bi yandan istemem bi yandan isterim ama hic sormadim.

Ama is yerindekileri herkese büyügünden tut kücügüne kadar yardim ederim, bu Gözüne girmek icin degil. Öyle olsa sadece Patron ve Patron yardimcilarina yardim ederdim. Bi Bayan var Yürümekte zorlanir. Ben Ise erken gider Islerime baslardim. Pencereden bakarim hep o Bayani beklerim Kapiya geldigde Isi birakir yardima giderdim/giderim. Yada Penceresi onun geldigi yeri görmesem her 5 dakikada bir Dis Kapisina hizli adimlarla gider bakar gelmemisse yine Odama giderdim. Cünkü bilirdimki oda o Saatlerde gelirdi. Neyse Odaya girmesine yardim ederdim. Laflardik öyle, hergün biraz daha cogaldi. Aslinda genellikle Isten konusurduk, sonra Okuldan, Kültürlerden vs vs. Sonra onun Bölümüne geldim cok severek. Bi kac Haftam kalmistiki ordan ayrilip baska Bölüme gideyim, Bayan bana bakti ve benimle calismak cok güzel oldugunu dedi, Gülümsemelerim hic yapmacik degildi ve neyden hoslanmadiysam acikca söylemem her Elestiriye acik olmam, ögrenme hevesim olmasi. Güvenerek bana anlatmis Olaylari vs vs. Gücsüz gibi görünsemde is verdiklerinde agir Esyalari ordan oraya tasimam, acele ordan oraya kosusturmam. Bunlari benden beklemedigini söylemisti. Ve bian icim burkuldu "yine mi ya" bi yandanda yine sevindim. Cünkü artik Insanlari iyi sekilde sasirtmam hosuma gidiyordu. Gülümsetiyorlardi beni. Gec anlasalar ve tanisalarda icimdeki Dilegi görüyorlardi. Kimi zaman görmedikleri icin kirip duruyorlardi, nede olsa konusmaz, bosver at gitsin niteligindeydim bazi Kisilerde.

Bi arada Sinifimizda Cocuk bana gicikti. Ayri Vatandastim diye. Baska Türk Vatandaslariyla Kavga ettigi icin benimde öyle oldugumu sanmisti. Yasi kücüktü ona hic kin tutmadim, aksine hep Hoca bizleri Sinifta Gruplastirirken ben ona yardim ettim, gerektiginde Ders calisma gerektigini söyledim. Kardesimle ayni Yastaydi sonucta, hor görmedim. Ama benim farkli oldugumu demisti ve benden Özür bile dilemisti.

Okul Arkadaslarim  beni sarip sarmaladilar, herseferinde Trenden yada Otobüste  inerken beni beklemezlerken, sonrasinda beni bekler oldular ve Yollari karistirdigim icin beni takip eder oldular, cünkü benim icimi görmeye baslamislardi sevmislerdi. :)

Yani bazen kizsamda, bazende iyi oluyor.
Aslinda ben onlara basindan beri icten davranirken onlarin bana ictenlikle davranmadiklari belkim üzüyor beni, sonradan degisselerde Fikirleri yinede üzdü /üzüyor beni.
Belkim beni hicede saysalar, tanimalarina izin vermesemde, yada beni yanlisda anlasalarda beni kirsalarda ben hep ben olarak kalacagim... Bazen geciyorum Ayna Karsisina "Görünüstemi bi Sorun var" diyorum :) Olsada fark etmez... Kesin herkes yasiyordur böyle seyleri... bende aktarmak istedim. Kabul buda karisIk bi Yazi oldu...

Sevgilerimle
Dilosunuz

Hastanelik Anisi...

Buaralar rahatsizim, halsizim... her Hastalandigimda aklimda hep benim bilindik rahatsizliklarim aklima gelir... ve bi ufaklik Animi yazmak istedim, buaradada bugün Dünya Cocuklar günü... Cocuklarimizi en kötülüklerdn koruyup kollayalim :)

Cuma günleri Okuldan Eve gelirken astigim bi Tepe vardi, orayi astigim zaman yolun yarisiydi :) Zaten halsizim bide Sirtimda agir cantam, hava sicak üstümde Önlük. Ama günlerden Cuma hafta sonu baslamis eve gidilir hemen yorgunluk birden bire kendiliginden gecerdi, bazen Dizi izlerdim ama o gün Cuma oldugu icin mutlaka Cuma pazarina gidilirdi... En sevdigim seylerden biriydi... Annemle beraber gidilir, bazen naz yapilir Annem atiyorum mesela Elma yerine tutar bana Elma alinacak Parayla Tshirt alirdi... Ozaman Cocuksun anlamiyorsun olsun istiyorsun istediklerin, simdi düsününce bunlari hatirladigimizda her Evde oldugu gibi konusulunca okadar utaniyorumki, halbuki Cocukluk halim ama yinede nekadarda nazliymisim diyorum ne gerek var diyorum eski ufaklik Dilegi sucluyorum... sucluyorum cünkü benim Tshirtüm yerine o Elmayi hepimiz yiyecektik hepimiz mutlu olacaktik belkide kimbilir... sacma düsünce belki ama öyle...

Ogün Annem pazara daha gitmemisti, ama Eve kendimi bi atis halim var bitkinim, ama Zamani bosuna harcamak istemiyorum, o gün Cuma ve yatmak istemiyorum, gülmek, eglenmek istiyorum... Ama kendimi nasil olduysa Kanepeye atiyorum Annem bana Önlügümü cikarmamin gerektigini anlatiyor ben ise Yüzüm Kanepeye dönük uzanmisim basimi zorlukla kaldirip Anneme bakiyorum. Annemde bi yandan bi yere gidip gelecegini söylüyor, ama beni fark edip telasli bi sekilde senin yoksa yine Atesin mi var diye yanima geldi, elini basima koydu, Önlümdeki yakami cikartti, Önlügümü cikarmama yardim etmek istediginde, ben kendim yapabilecegimi belirttim. Hatta üstüne terslemistim. Nedense yalniz kalma ihtiyaci duydum, ve sevinmistimki dis Atesim degildi ic Atesti, icimde yangini fark ediyor. Ama Anneme belli etmek istemiyordum. Annem iyi olduguma inandi ve o gider gitmez, Kapi kitli degil ve hatta bunuda Annem bana belirtti ama ben kendimde degildim duyuyorum ama halim yok... Kapi sesi geldi, ondan sonra kendimi biraktim,gözlerim kapandi, istemiyordum Gözlerimin kapanmasini ama direnemiyordum... Annem gelmis ve birden onun Sesiyle Can buldum tekrar... megersem orda bayildim mi yoksa azda olsa yatmisimmi ? Bilinmez. „Hani kalkacagini belirtmistin hani kalkip cikaracaktin Elbiselerini hani Kapiyi üstüne kitleyecektin ? Seni Allah korumus.“ derken Annem bi yandanda Elleriyle üstümdekileri cikartdi , ama benim iyi oldugumu belirttim sonra Cuma pazarina gittik...
Cok hircindim bazi anlarim var halen öyle... Ama bilincli yapmiyorum... Cuma pazarina gittik pek keyfim yok sanki Zamana karsi yarisiyorum gibi... ayni suan nezleyim ama oturup yaziyorum halbuki git dinlen , yat ama yok, yok iste olmuyor! Ilk defa Anneme israr ediyordum „Hadi gidelim hadi gidelim“ diye... Ordaki Insanlarla konusmadan, yani yine rahat vermedim canim Anneme, Posetleri elinde her iki Eli dolu... Amcamda var yanimda bana „gel ben seni alayim Kucagima“ diyor ama yine ufak Dilos bunu kabul etmiyor Annemin almasini istiyor... bir Tepe düsünün, inmesi zor, Bi Anne düsünün, iki Elli agir Esyalarla dolu, bi Anne düsünün heryeri agrisa bile Canindan olan parcayi beline aliyor... Nekadar aci icinde bunu fark ediyorum etmezmiyim... Ama halim yok yürüyecek halim yok... ama hissediyorum, yorgunlugu, caresizligi, biliyorum... Gözlerim kapaniyor... Annemin posetinden Meyve düsüyor, Gözlerimi aciyorum, agliyorum... Babamin zorla kazanip getirdigi Parayla alinmisti onlar... Annem bi yandan yorulsada bi yandan arada Posetleri indirip soluklaniyordu... Meyvenin birkacini eli yettigince yerden alip gidiyorduk... Ozamandan belliydi Aile disinda yardim edilecek kimsecikler yoktu... Mahallede Sesler geliyor ama sanki Annem ve Ben görünmez Ikili gibiydik... Eve vardik, benim Uykum gelmeye basladi... Annem beni
illik Suyla yikadi, titriyordum, titremelerim baslamisti, yanlis hatirlamiyorsam bununla ozamanlar yeni tanisiyordum... Annem bi yandan yavastan gelen Titremelerimi gördügünde kendime hakim olmadigini gördügünde Ömrüsünden Ömür gitmistir eminim... ama olamiyordum kendime hakim...
Sonradan iyi oldum, rahatladim... tekrardan gülümsüyordum...

Akrabamizdan bi Kisi evlenecekti Annem hep yardim etmeyi severdi halende öyle, yardima giderdi, malum Ev kalabalik Misafir gelen giden coktu, gerekirse temizlik yapar gerekirse Yemek yapardi orda... Ogün bende Okula gitmemis Nikaha gitmistim beraber... herkes mutlu güler yüzlü, bende iyilestigimi sanmistim... Onlarin evine geldigimizde Annem hep bana bakardi gelir Elini basima koyardi, Atesim varmi yok mu? acmiyim degilmiyim, nasilim hep sorardi... Sonra bi ara ordaki Kanepede uzanmisim, yatmiyorum ama halsizim cok halsizim kalkamiyorum bile Eve gidecek halim yok, Gözlerim zor aralaniyor... Annem Kucaginda beni Eve götürüyor yine yasadiklarimizi tekrardan yasiyoruz... Annem beni zorla Doktora götürmek istesede, ben istemiyorum... Cünkü kim Hastane yollarini severki... Dedem Ninem Hastanelik olmustu... Cocuklari almazlardi disarda beklerdim aglardim... ve Pahaliydida malesefki... Ama Cocukluk degilmi Doktora gittigimizdede Simit satilirdi herkes kuyrukta Amcalar Simit satarlardi... arada alirdik yerdik, bi o yanini severdim... Ve o gün israr edip hircinlik yapip Doktora gitmedim, Aksam oldu fenalastim, Babam geldi Eve. Oda yorgundu Annem gibi, onuda üzdüm, endiselendirdim. Ikisi beni Ilik Suyla yikadilar, titriyorum deli gibi, Annemlerin odasindayim, yatakta, Elbisem giydiriliyor, Babam Arac bulmakla ugrasiyr, Makbuzlari hazirlayip apar topar Doktora gidiyoruz. Agliyorum kendime agliyorum acizligime agliyorum halimin olmamasina agliyorum endise yaratigima agliyorum, Babami Annemi üzdügüme agliyorum, Biz Hastaneye giderken Kardeslerimin Evde tek basina kaldigina agliyorum... Kendi Cigliklarimi duyup ürküyorum sanki Mahalle herkes sessiz beni dinliyor gibi! Annem Babam „Birsey yok kizim birseyin yok“ diyorlar, beni sakinlestiriyorlar. Sonra apar topar Hastaneye yatiriliyorum...

Sonra Annem anlatiyor; bana Mutfakta yerde oturuyormusum coook kücükken Annem bulasik yikarken bende arkadaymisim, Annem bi yandan bana bakip yikarmis Bulasiklari, konusurmus, sonra bi an ne olmussa benim sesim kesilmis. Bi dönmüski ben bayilmisim aslinda havale gecirmisim... Yani kücüklügüm bi okadar cadiysam bi okadarda yaramaz bi okadarda narin bi Ruha sahipmisim. Ve bu nasil olduysa tekrar basladi bende. Hastanedeyim bana Serum iyi gelmis olacakki Gözlerimi acabiliyorum, hic bi agrim yok gülümsüyorum yanimdaki hasta ufakliklari görüyorum, her gözümü actigimda Hastalar degisiyor. Cocuk bölümündeyim, bazen Ailesiz tek kalan Cocuklar var bazen sessiz olanlar var... ama sanki Odanin sahibi benmisim gibi bi ben gidemiyorum... ve her Gözümü actigimda basimda olan sevdiklerim, Akrabalar, bazilarini görmemisim yatmisim diye... bazilarini bugulu hatirliyorum ilacin verdigi etkiyle... yavas yavas ilesmeye baslamistim. Ilaclar pahaliydi, ama ozamandan sayilarla pek ilgim olmadigindan bilmiyorum nekadar, ama belliydi, öyle bi His kaplamisti icimi... Ilac kuyruguna bi Akrabamiz gitmisti, Babam parayi ve Receteyi vermisti, Annem Babam benim icin halak olmuslardi, Kardeslerim kücük diye gelememislerdi. Sonra Akrabalarim refakatci diye kalmaya basladilar cünkü Annem yorgundu belliydi bos olan Hasta yataginda yatmisti az bile olsa, bazi Hemsireler bu durumdan hoslanmamis olacakki, ben uykudan kalkip Annemin kalkmasina kiyamazken ona seslenmezken, ses cikarmazken, bi baktimki kaldirdilar... orada yatinmasi yasak efendim! Tabi iyi Insan olanlarida vardi orada oturabilinir yatinabilir denilirdi, Kisiden Kisiye fark vardi iste...

Sonra Röntgen yapilmazi lazimdi, ama Röntgen cekimleri taaaa Asagida idi, öyle denildiginde bende „ben bunu nasil götürecem, ama yada götürmesem nasil iyilesecegimki“ diyordum bunu derken Serumdan bahsediyordum, herkes icin cok basitti, Elime tutusturdular o Sopasiyla beraber, yine yanimda birisi oldugu icin mutluydum. Annemle giderken ordan oraya sora sora, Anneme dönüp „Anne bu ne ya! Baksana ben yine gidebiliyorum iyilestim gibi, ama baksana etrafta, yürüyemeyenler ne yapsin! Kimsesi olmayanlar ne yapsin!“ yine hircinligim tutmus konusuyordum öyle. Kendimi düsünür ama yinede hic tanimadigim Kisileride düsünmek görevim haline gelmisti ozamandan, sanki bana yapisan bi Görev gibi, tuhaf...Sanki kocaman bi Kizmisim gibi Annemle böyle Olaylari konusuyorduk... ufaktim, boyumda kilomda, simdide öyle kac Yil gecti degismedi belkim, tamam tamam azda olsa boyum uzadi Kiloda aldim :) peki tamam Kafadan bi Tahta halen eksik belkim ama :))
Ama bu Olanlari yasadikca, ister kendi Ailemin yasadigi zorluklar ister baska hic tanimadigim Kisilerin zorlu yasamina icim hep ciz ederdi, ama kötü bi yanim iki Saat sonra o Insanlari unutup Hayatima devam edemem, onlarla üzülürüm, icimi bilmeselerde, uzaktada olsam yakinda, tanisamda tanimasamda... sanki kendi derdimmis gibi, bi yandan bu halime sevinirken hic degismesin dedigim bi Yanim olmasina ragmen, bi Yanim hep Dua etti : Herkes iyi olsun herkes ayni Sartta yasasin herkes ama herkes ayni güzellikleri yasasin, yeterki bu icimdeki insancil Duygu olmasada olur... ama malesefki Yil 2015 herkes ayni Sartta degil... Zengin degildik halende degiliz... ama kimseye muhtacda degiliz...ama Kücüklügümden bana bi Hazine kalmisti, aslinda herkesde vardi, var, bunun adida iyilikti... benim icin Zenginlik oydu... Bi Arkadasimla yazisirken bana benim Evimi baya sevdigini söylemisti, cünkü orda hep Et piserdi demisti, bu söze cemkirmemistim, cünkü öyle bi hakkim yoktu, cünkü bi Ev insan gibi disardan farkli icinden farklidir. Cünkü anlatmamistimki bilmezdi, ama anlamasini isterdim. Bu bi paylasima tebessüm ettim. Cünkü Babamin ne zorlukla o Eti aldigini bilmezlerdi, hos bende bilmezdim, ama onu izlerdim sessizce... cok calisirdi cok, Balkonda beklerdim, yani bi Insan neden cok calisirdi, bazen Eve is kazasi yasamis yarali gelirdi ? Ama ertesi gün mecbur yine calisirdiki ? Kendi caninami susamisti yoksa Para kazanmasi Cocuklarina bakmasimi lazimdi? Elimden birsey gelmezdi ama. Ama o durum halen degismedi biliyormusunuz? Kimse anlamaz halen ne durumdayiz ne haldeyiz bilmezler?! Yada islerine gelmezler. Hos anlasilmakta istemem ama birseyler anlatmamam yada anlatmamamiz güllük gülistanlik gibi bi Hayata sahip oldugumuzu göstermez, ne Olaylar gördüm ne Canlar kaybettik, ne Kazalar duydum, ben yasamadim belkim birebir ama yasamis gibi hissettim...

Ailemin herkesin hakkinda iyi konusmalari belkide azbi para kazansalar dahi yemeginden muhtac olanlara vermeleri, kimi Para istediginde vermislerdi cebisinde yokken Babam bulup vermisti... kimine göre bu saf kimine göre salaklikti. Bi Tesekkür demezlerdi bazilari, bazilari ise bize Dua ederlerdi. Tabiki iyilik yaptin diye geri gelecek iyilik beklenmez ama Ailem en yüksek Saygiyi hak ediyorlar onu biliyorum. Böyle Yürek görmedim. Ama onlar hep herkes icin ama herkes icin iyi konusurlardi, belkim onlari üzenler olmus olsada, verdigi borcu alamasalarda... Annem Babam ne yasarsa yasasin, kim onlarin Kalbini kirarsa kirsin bizim Cocuklar olarak o Kisilere hicbizaman Kin nefret duymamamiz gerektiklerini belirtmislerdi.Cünkü onlarin aralarindaydi Olanlar. Bize Kini Nefreti asilamamislardi aksine Sevgiyi asilamislardi. Cok iyi hatirliyorum bi Akrabamiz azda olsa Sucuk getirmisti Elinde Anneme vermisti ve Cocuklarina pisirdigini söylemis onuda bize getirtmisti, yada Annemin bi uyduruk Tatlisi vardi :) bize yapardi, bizde Tencerede parmaklardik tatliyi... Ama o Evin belkim bereketi oydu... kimseye Kin tutmamamiz, Elimizde az birsey varsa onu paylasmamizdi... belkim ondan herkese Evimizde Iliskimizde muazzam gözükürdü... öyleydide aslinda Zengin gözükürdük halbuki o zenginlik Ailenin Yürekliligiydi. Alinan az Ette olsa bolluk icinde gözükürdü, Annem Babam ufak ufak keser herkese yetsin isterdi. Bunlari Annem, Babam, Dedem ve Nineme borcluyum...

Yani Canlar öyle Allah korusun büyük Hastaligim yoktu ama ben iyiyim saglikliyim diye Kullaklarima ve Gönlüme kilit vuramazdim, o bir Kisileri dert cekenleri görmezden gelemezdim... Serumumla gezerken Milleti bakip Dua ederdim. Röntgen Odasi bulundu cekildi, sonra ordan oraya gönderildi derken, Odamiza dogru yol aldik, biraz daha gezmek istedim Koridorda. Elimde Serum yavas yavas gidip geliyorduk, bildigin Hastahane kokuyordu, hertaraftan yorgun,bitkin,üzgün Refakatcilari gözlemliyordum, Kafami bazen ayip olsada Odanin icine dönderiyordum... Bi Cocuk gördüm bizden cok ama cok ayri bi yapida, yatiyordu... belliydi daha Cocuktu, megersem Basinda Tümor varmis... Annelerimiz dertlesiyordu... Odalarimiz farkli, Hastaliklar farkli ama oranin ici fark etmezdi kimin hastaligi büyük kimin hastaligi kücük heleki Hasta olan miniklerse... Anneler Babalar perisan... Odamiza gittik, dedigim gibi herzaman Odamdaki Cocuklar degisirdi, benim bazen Refakatcilarda :) oranin yerlisi haline gelmistim gibi gibi... Sonra bi Cocuk vardi, cok konuskan, Babasi ve Ablasini eve gönderdi, ben sizi ararim bilmem nerden alin beni diye söyleniyordu, megersem her hafta geliyormus, Annem Babam yanimdaydi benim, kendi Dillerinde konusuyorlardi, megersem Cocuk Kan hastasiymis, Ailesi gitti Cocukla göz göze geldik... Hüzün vardir ister istemez... ama mutluluk rolü oynuyordu, yada mutluydu belkim kim bilirki... sonra oda bikac saat kalip gitti Evisine... Babam harcligiyla bana Meyve Gofret alirdi, ben yedigimde hep icimi sevinc yerine hüzün kaplardi, az yerdim ama sonra yemegide kestim, daha dogrusu Babamin getirdigini, cünkü Kardeslerim Evdeydi, onlarinda hakki vardi yemege, bunda tek benim hakkim yoktu... Babama sunu demistim „Evdekiler yediler mi?“ Babamda gülümseyerek benim yemem gerektigini onlarada alacagini demisti... ama yinede benim canim cekmedigini dedim, halbuki her Cocuk severek yer... Sonra Babam Eve giderken onlari almasini rica edip eve götürmüstü, sonra Refakatcim degistiginde azda olsa Gofret daha cekmecede vardi onunla beraber yemistik :) icim rahatlamisti, bende Kardeslerimde aynisini yiyorduk, mutluydum.

Eve gittigimde benim ufaklik kardesimi gördügümde kücük Elleriyle bana sarilmasina ne demeliki Insan... heleki bana Bakkaldan bi ara Kelebekli tokalar vardi, Cipslerle beraber satilirdi onlardan gidip almis, kendi parasiyla. Cipsi yemis bana onu birakmisti benim tatlim. Gelde bu Cani sevme, gelde bu Cana kurban olma... Gel iste burda mutlulugu koy en ufak seviyeye, cünkü mutluluk benim icin Eve gitmem oldu mutluluk herkesi tekrardan görmem oldu... 

Ama neyazikki halen o titremelerim benimle büyüdü bana sadik oldu benimle kaldi ne edelim :) yasiyoruz birlikte iste Ates, titreme vs vs.

Allah bütün Hastalara yardim etsin, sifa versin! AMIN.
Farkindayim budefer ortaya karisIk bi Yazi cikti, aff edin :))

Sevgilerimle
Dilosunuz


13 Eylül 2015 Pazar

Ilk "Öykü"sünü hatirlayanlar ?

Mutlaka Ilk Öykümüzü / Kompozisyonu Okulda yazmisizdir. Neden derseniz? Bende "dur iki laf birsey yazayim/karalayayim" demedim taaki birkac Yil öncesine kadar...

Cok iyi hatirliyorum... Memleketteyiz ozaman Firtina sarmisti dört bir yanimizi Agaclar Rüzgarin Siddetinde mahruz kalmis, kendilerini bi o yana bi bu yana savruluyorlardi. Ben bizim Salondan, Sobamizin yaninda oturmustum Agaclari izliyordum, yine bosbos oturmayi severdim... Agaclar sanki bizimle konusurmuscasina bakardim, bi an daldim gittim, Aklimda bi düsünce olmadan sessizce savrulan Yapraklarini izlerdim, Evimin sicakligi Bedenime yansimis olsada, disardaki soguklugu Gönlüm ve Gözlerim hissediyordu... sonra aklima takildi, Evsiz olanlar... disarda Insaatlarda calisanlar... Yasimi hatirlamiyorum pek, ama vardir birinci Sinifa gidiyorumdur... Kücük Sehpamiz vardi Kiz kardesim acmis Defter Kitaplarini ders calisiyordu... onun gibi Motivasyonum yoktu, sonradan olustu bende Ders sevdasi... ama durmadan yazdigini silip duruyordu... Sonra Ev Sato degildi zaten beraber yer yataginda yatar beraber kalkar beraber Salondaydik, herkes birbirini rahatlikla görebiliyordu... Hocalarinin ne konuda oldugunu hatirlamiyorum ama bi Kompozisyon yazmalarini söylemisti malum 1 yada 2 Sayfasi dolu olmasi lazimdi... Ama Agaclarla ilgili birseyler karalamisti Defterine... Bende daha yukarda sizlere nasil Agaclara baktigimi anlattigim gibi onada anlattim,Kafasini cevirip bakmasini söyledim, ilk baslarda benle dalga gecti, girgir etti, ama sonra ekledim cümlelerimi ardi ardina o Disari Agaclari izlerken...
"Agaclarin bize anlatmak istedigi birseyler var sanki degilmi? Rüzgarin onu saga sola cevirmesi ama onlarin yikilmadan ayakta olmasi gibi, BIZIM gibi yani... Disarida okadar Insan var anlatmak istesede anlatamaz ya Derdini, yada anlatsada karsisindaki anlamaz, onun gibi birsey iste. Onlarda canli iste sadece onlarin Dili yok belkide var biz anlamiyoruz..." böyle seyleri siralarken ardi ardina birden "Tamam" deyip yazmisti, sonra bizlere okumustu, bende sakayla karisik "Ana fikri benim, hadi yine iyisin"... Halbuki benim Fikrim önemli degildi yazan Kiside birseyler katmisti ister duygulu ister duygusuz... Ama ozamandan anliyordum anlatacak seylerim var ama neyazikki Kelime hazinem pek yok, buda hissettiklerimi gördüklerimi anlatamamami kisitliyor... Bunlarin tabiiki cözümleri coktur, Kitap,Gazete okumak, birseyler yazmak... Yani anliyacaginiz benim "ilk" Kompozisyon maceram öyleydi, ben yazmamistim ama "Fikir"de bunlarin basindan gelen güzel deneyimdi...

Okullarimiz 3 ay yaz Tatiline girmis. Ve benim Dedem ve Ninem gile gitme zamanimiz baslamisti... Herseferinde Köye, Ziyarete giderdik. O Köyün bereketi, kücük Selaleye benzer bi Kismi, Sularin Sikirdamasi, Ayranlarimizi bi seferde icmemiz, O cökelegin Sütün kokusu, Ziyarete cikarkenki o icindeki büyüyen Güc ve Sevgi... Herkes ayni anda temizlik yapmamiz, Erkeklerin bahceyle ilgilenmesi... Kücük yasta Cocuklarin Cobanlik yapmasi... Bizim, cocuklar olarak, bahcede birbirimizi islatmamiz... O kadar herseferinde herseyine tutulurdumki Köye... Hos heryanim sevdiklerimle doldugu sürece o yer benim Cenetimdir... tabiiki bu sadece Hayallerde kalacak, hicbizaman bütün sevdiklerim ayni yerde toplanamayacak :) herneyse... az bi süre sonra Eve gelip, Babam halen calisiyordu... Sonra göz acip kapamadan Okullar acilmisti, bi Bayan hocamiz bizlere bi Yaz Tatilimizi aktaran bi Kompozisyon yazmamizi istedi "yada yaz tatilinde birsey yapmayanlar illahi gercek olmak zorunda degil, önemli olan anlatim seklinizdir Cocuklar" demisti...
Benim Konum aninda hazirdi, Konum : Köydü :) yazarken öyle bi Hayal ettimki, sanki ordaydim ve daha yeni Tatil baslamis vs vs. Yanlis hatirlamiyorsam ilk uzun Yazim oydu... Kiz kardesime okudum, ama cok heycanli sekilde, sanki duyan Dünyayi kurtardim sanirdi... Kalbimin hizli carpintilarini duydum resmen... Okurken bile hayal ederek okuyorum, hatta okumuyor sanki ezberlemisim o derece. Ama malesefki yazdigimi hatira diye almadim, alsaymisim paylasabilir banada hatira kalirdi. Ama Selalerin sikir sikir ettiginden bahsediyordum :) Kiz kardesim yine güldü, önce alindim tabii, komik oldugunu demisti, Selalerinin akmasi sikir sikir demesi  onu pek acmamisti, ama herzamanki gibi bende sakaya vurup güldüm gectim "evet yahu komik ama oraya ne yerlestirebilirim likir likirmi yazsam acaba :) " diyordum ama biyandanda "ya Siniftakilerde dalga gecerse, tamda icime sinmisti okuyacaktim negüzel" geciriyordum icimden...
Ama biliyordumki illaki Karsi taraf benim yazdiklarimi heleki aktarma bicimimi ve Duygumu benim gördügüm gibi görmek anlamak ve hissetmek zorunda degilki. Bende bana aktirilan bazi Konularda duygusuz bakabiliyorum , cünkü hepimiz ayni görüken ama farkli Insanlariniz. Ve ayri Görüsleri seviyorum! Ama tabiikide Kiz kardesime alinmistim nede olsa dalga gecerek degilde, beraber benim yazdigima gülebilir O yanlis sanildigi yaziyi ufak dokunuslarla degistirebilirdik, herneyse.
Ailemin diger kalanina okudum, "Güzel güzel" demis ve yanagima bi Buse birakmislardi, ordada bende hemen gecistiriyorlar hissi yaratti, yani anlayacaginiz Yazimi hic degistirmeden Cantamin icine koydum defterimi...

Sabah olmus heycanli sekilde kalkmis Önlügümü giymis Annem saclarimi toplamis, Balkonda Günesin dogusu esliginde Dualariyla öperek göndermisti bizi, Mahellede coluk cocuk hususi bulusmazdik, ama ayni Saatlerde her Evden sürüsüyle ciktigimiz icin, "Günaydin"lasir Sensakrak Okulun yolunu tutardik...  Ders belli Konu belliydi, Hoca Defterlerimize bakar, Ödevler yapilmisti... Okumak isteyenler parmak kaldiklarinda bende kaldirmistim, ama tirsa tirsa o dündeki kendime güvenim gitmisti belkim ama o icimdeki anlatim seklinin sevinci kalmisti... O animida unutamam, Bayan Hoca Sinifin en sag kösesinde oturmus "Dilek, sen oku" demisti birazda yorgun gibiydi... Ben ise orta siralarda oturan, civil civil Ögrencilerden birisiydim, hep konusan ama dersde dersi dinleyendim... Bizim Sirada bazen benle beraber 3 bazende 4 kizdik yanyana otururduk, ayrilmayan 4lüydük cok eskiden... Hoca adimi sarf ettiginde, hemen kalktim, elimde defterim, Okumaya basladim... Sinifa bi Kalem düsse duyulacak kadar sessizlesmisti, ben okurken, Sinifin en yaramaz olanlarinin bile sessizligi ve herkesin beni pür dikkat dinlemesi biraz heycanlanmistim buda dogal olarak sesime yansimisti... Okurken "Köy" ile ilgili Yazimi, Hocam Sinif Defteriyle ilgileniyordu ona dogru Kafami yöneltmesemde Defterin izahsinda görebiliyordum... birden Selale kismina geldiginde, icimde "ne olur okadarda dalga gecilmesin" diyordum. Hocanin bi an o Kisminda birdenbire elindeki Sinif Defterini kenara birakip hayretler icinde beni dinlemesini gördüm, bi an sasirdim, "yok artik okadarmi kötü" diyordum icimden... hem icimdeki Düsüncelerim,hemde Kalbimin sesini ve Sinifin sessizligini duyuyordum, heleki yazdiklarimin duygulu bi sekilde okuyusumu, Sesimin titredigini bide üstüne Hocamin birden bire pür dikkat beni dinlemesi beni dahada heycanlandirmisti... Yazim bitti ve basimi Alcak Gönüllülükle kaldirdim Hocama dogru, ozaman Yanaklarim kirmizi olmusmudur bilemem... Sinif halen sessizdi, Sinifin bi kesiminin sessizce bile olsa fisildadiklarini duydum icim rahatladi, sanki dahada sessiz olsalar Kalbimin atislarini duyacaklar gibi hissetmistim... Sonra alkislamislardi... ben sadece gülümsemeyle yetindim. Hocamin seside benim gibi bi tuhaf cikiyordu, Pecetesini aldi eline bi yandan bana soru sorarken Gözlerinden süzülen Gözyaslarini silmekle mesguldu... Ilk sordugu soru ise "Kizim, bunu kimseden yardim almayarak sen mi yazdin?" bi an düsündüm , Hocama "Yok Hocam ben yazdim" dedim alcak bi Sesle sonra bu Yaz Köye gidip gitmedigimi merak etti. Galiba Hayal gücüyle yazildigi bi Yazi sanmisti... Hocamin cok güzel yazdigimi bi an kendisinin kücüklügüne gidip geldigini Köyüsünü eskiden yasadiklarini özledigini söylemisti. Ve sinifin kendi aralarinda konustuklarina sahit olan Hocam kizmaya baslamisti Onlara ve bana tekrar Yazimi okumami istemisti ve Gözlerini kapadigini gördüm, iste o an Yazimi okurken Kafami kaldirip Hocama baktim... Ne güzel bi Duyguydu o an hissettiklerimi anlatamam, Yazim hatasi simdiki kadar varmiydi bilemem :) ama bi Kisiyi mutlu etmek cok hosuma gitmisti... Sonra Eve gidip demistim Hoca hem cok begendi hem iki defa üstüste okutturdu :) Ilk Yazimda Animda buydu...

Yurtdisina geldigimde, Mektup yazmak ve Resim göndermek istedim Dedemlere, Teyzelerime ve Halalarima, gönderdimde. Ama bir Mektubu yazana kadar Geceyi Gündüz ettim.Babama sordum, nasil olmus, "yok yok bu olmamis sanki" deyislerim vs vs . En cokta sevdiklerime Duygumu aktaramiyorum, aslinda aktariyorum ama sanki aktarabildigim Duygu yüzde 40 ama icimdeki Duygum yüzde yüz.. neyse. Mektuplarimi yazdim Resimleri koydum ve gönderdim, okadar cok sevinmislerdiki Telefondaki Seslerini duymaniz lazimdi. Banada onlar Mektup yazmislardi, cok mutlu oldum icinde onlarin Resimleri... ve en mutlu oldugum ise onlara sakayla karisik "yahu size Mektup yazdim attinizmi ya, niye saklamiyorsunuz?" derken onlarin hayir bak atmadik demeleriydi, hatta aldim okudum gecen Memlekete gittigimde, Yazida anlatamamisim birsey, Yazimin sekli vs vs hepsine güldüm. Ama tabiiki okurken Yazimi icim eskiye gitti o özlemin hissiyle okudum, ama bi baskasi okusa benden daha fazla gülerdi Yazima :) cünkü duyguyu aktarmamisim iste dedigim gibi yüzde 40 :D ama onlari düsünüp yazmam onlara Resimler göndermem okadar hoslarina gidip saklamalari, iste bu karsilikli Sevgidir... anlatmasanda yada anlatamasanda en derindedir, bunu anladim... ve birkere daha iyiki yazmisim dedim. :) Onlarin Yazdiklarida bende saklidir hepde öyle kalacaktir...

Sonra Yurtdisinda Okulda ise, Dile iyi hakim olmasamda Yazilarimdaki Öykülerimi Hocalarim hep begenmislerdir ve Siniftakilere azda olsa Yol göstermeye calismisimdir. Bazilari vardi dogal olarak Ana Dili Almanca oldugu icin kendilerini benden 1 - 0 önde görüyorlardi, halbuki bende öyle düsünüyordum :) ama onlarada dedim bi Dile hakim olmak yada cümleleri süslemek, fark etmez, Insanida güzel Kiyafetlerle donaltirsin süslersin etrafinda dolanilir ama ici bosdur. Yada birak Insanlarin Kiyafetlerini, güzel Cümleler sarf ederler Kelimeler cok zarif cikar hayretle bakarsin ama onlarinda ici cogu bostur, cogu zaten Kelimelerini iyi sectiginden Insanlarin Duygu dolu olduguklarini saniriz malesefki degildir. Birak cümlelerle oynamayi birak süslemeyi birak cümleler yalin kalsin. Icinde mutlaka Insana deger birseyler vardir, cikar disari merak etme. :) Ama bazi Arkadaslarlada olsun, ben Hikaye yaratir, bi Hikayelerde bi Insani cümleler gibi yalin gösterirdim Arkadasim ise Almanca diline iyi hakim oldugu icin güzel aktarirdi ve sonrasinda güzel isbirligimizin güzel Yazilari cikardi ortaya...

Iste benim Yazi Hikayelerim böyleydi muhakkak herkes yaziyordur birseyler, benimde bi kac Günlük Defterim vardi, yazardim kafama göre... Yani demem odurki Yazin, okuyun, Insanlari haksiz hakli elestirmeden izleyin,dinleyin, biriktirin, anlamaya calisin. Yazmanin güzel oldugunu fark ettigimden bu yana dek birakmadim, Siir maceram yada Sarki sözü Maceramda oldu ama onlar beni yansitmadigini fark ettim ve yazdiklarimda simdiki uzun yazmalarim gibi beni mutlu etmedi ve biraktim.


Bazen Hayallerinizin pesinden kosmak icin caba sarf etmek lazimki Hayalleriniz gercek olsun. Herzaman zorunlu oldugunuz seylerden biraz uzak sevdiginiz seyleri yapmaya calisin, suan benim yaptigim gibi, herkes anlamasada kendiniz icin yapin! Hadi! Alin Kalemi Kagidi simdi yazin yada eskiden Kagitlara yazdiklarinizi acip acip okuyun sonra bidaha yazmayi düsünün ayni Duygu olmaz ama yerini güzel Sözler alacaktir! yada Arkadaslarinizdan gelenleri okuyun size Fikir olarak geri dönüsecektir! Iyi yazmalar size :)


Sevgilerimle
Dileginiz


6 Eylül 2015 Pazar

Ölüm Yıldönümü

Bugün günlerden Eylül... Eylül ayi Sonbahari temsil eder, yavas yavas yesil yapraklarin yerini birer birer solgun renge birakir ,yapraklari düşer ve Dallari korunmasiz şekilde çıplak kimsesiz kalir, üşümeye başlar, önünden geçenler bi an duraksarlar sonra çekip giderler....

Anlattigim ayni Insanin Ölümü gibi... Bugün günlerden Eylül... bugün sevdigim Kişinin Ölüm Yildönümü... Piril pirildi, çocuklugum onunla geçti... meģersem ne zorluklar atlatmiş, megersem neler yaşamiş...
Ozamandan dökülmeye başlamis bi Agaç misali Yapraklari... sonra tutunacak bi Dal bulmuş...

Yurttişina gelirken Halamı ve bi Kuzenimi unuttmuştum öpmeye... Otobüsse binerken Gözgöze geldim onlarla, birden aklimdan "öpmedimki ben onlari" ama Otobüs hareket etmişti bile... onlarin gözlerindende belliydi beni öpmedikleri sarilmadiklarini der gibi... Ozamanin pişmanligini dikkatsizligini cekiyorum halen... ama nerden bilebilirdimki böyle olacaklarini?

Vardik yerimize, kuzenimle Halam telefonda bana diyorlarki "Diloş sen bizi öpmeden gittin, yolunuz açık olsun" o anki halimi unutamam, zaten icim bundan buruk ama bütün şekerliģimi ortaya koyacam ya bide karşı tarafi güldürecem ya vurdum kendimi şebekliģe .... dedim "daha çok Zamanimiz var daha çoook görüşürüz söz sizi ilk öpeceģim" ben nerden bileyim Halamla benim son bakismamiz olacagini... Ne bileyim onu son görüp sarilip koklayacagimi....

Lütfen ister Arkadaş ister Akraba ister Aile kim olursa olsun Zamaninizdan çalin ve onlara armaģan edin, sonra keşkeler Boģazinizi düģümlemesin... sonra özlersiniz böyle...

Sonra hastalandığı öğreniyoruz... Annem Babam hep telefonlaşıyorlar ,hastalandiktan öncede konuşurlardı ama bu daha fazlaştı... ben ses yankisindan duyuyorum ama nedense konuşmuyorum , Annem hep işaret eder konuş diye sanki basiretim bağlandi hiç konuşmadim...

Ama Anneme minettarim. Bana Telefonu vermişti zorlada olsa, icimi bilir gözümden anlar Sevgimi, ama karşıya yansitamam, konuştuk aģlaştık... Kullaklarimda Sesi... megersem oda son görüşmemiz oldu...

Sonra oturdugumuz yerde bi Tanidikta rahatsizdi... Ameliyat olmustu ve baya cökmüstü Annem Babam görmüştü anlatiyorlardi...

Sonra bi Rüya gördüm bizim Merdivende oturan ve El uzatan bi bayan Yardim Eli bekliyor ama ben almiyorum, bu bi bakiyorum Halam oluyor bi bakiyorum o tanidik Bayan oluyor... Rüya okadar gercekki... Uyanirken bile hüngür hüngür agliyorum, icim daraldi.... Dualar ettim... endiselendim... Aileme anlatirken bile agliyordum "Ellerini uzattilar ama ben tutamadım" .... Ikisini birden gördüm bi onun yüzüsü olarak görüyorum bi bakiyorumki digerin... Annemde beni teselli edip , "o tanidiktir gecen Hastanedeki halini size anlattik sende öyle görmüssündür. Üzülme sen, hiçbirine birsey olmayacak insallah. Allah bütün hastalara şifa versin" ...

O haber alisimiz , Ev telefonun birden bire durmayisi... Anneme sarilip "Elisini tutamadim" diyişim... Babamin içten akitan Göz Yaslari... ne mutlu günde ne acı günde gidemedigimiz Yillar hep oldu... seven insanlardan olduk...oluyoruz... çok şey var haykirmak istediklerim, ama sessiz kalışlarim... bazen yüzümde sahte gülüslerim... kimseye dert olmasin diye "iyiyim" demelerim....

O Bayanda uçup gitmişti... sonra her Telefon çaldıģinda heleki Türkiye olunca ürperir oldum... Tedirgin Sesle hep açtım... birkaç ölüm Haberleride aldik artik küçük yüregim dayanmamisti... Sıkintidan kilo almaya baslamistim, karalar giymeye basladim... şimdi gercekten gülsem bile sizi unutmadim... herzaman Dilimde, Yüregimdesiniz sadece Ölüm Yıldönümünde degil...

Buarada Memlekete gittigimde Halamin Evinin önünden geçmek istedim geçtimde... "ben geldim Halam" diyip birden iceri girmek istedim... baskalari vardi... baska Hayatlar baska insanlar...

Kaç yasina gelirsem geleyim seni hep özlicem...

Sevgilerimle
Deli şımarık Diloşun Halam...


5 Eylül 2015 Cumartesi

Staj/ Iş

Ilk başta Okuluma gelmişlerdi şimdiki iş yerindekiler kendi Firmasini tanitmaya ve Stajerler aramaya. Orda CVmi vermiştim, okulumun bitmesine 1 Yil kalmisti.O günden tuttun bugüne kadar herşeyi okadar iyi hatirliyorumki. Sonra beni konuşmaya çaģirmişlardi, Adresi nasil buldugumu en iyisi anlatmim bile ;). Iki Erkekte vardi Konusmada, Kravat filan giyinmişlerdi, kendilerini bence çok güzel ifade ediyorlardi. Vede hep kendilerini pohpohluyorlardi. Belliydi hep iş görüşmelerine gittigi, ben ise Su'dan çıkan Balik misali... Pek konuşmayan,heycanli... Şimdiki patronlarimdan biri orda ilk bana sorardi. Ya bende derdim "Lan bari beni almasada obirlerini ilk dinlesem, onlarin cevaplarina göre benimkide bi tik ayni olsun" ama nerde. Adam hep ilk bana sorunca, bende dogal olarak doģalligimla ordaydim. Içtenlikle cevapladim nasil biri oldugumu, kendimi ayri gösterme ihtiyacinda bulunmadim. Sonra konuşmalar bitti ve herkes son cümlelerini söyliyecekti Neden beni seçmeliler diye. Adam boş dururmu yine beni seçti, ilk ben konuştum. O işi okadar istiyordumki, içim biyandan rahat bi yandan buruktu. Içimden dedim "Hadi kız Dilek son şansın bu!" Öyle bütün içtenligimle konuştumki... duygusal yanim Sesime yansıdi... Diger Patronumla Bayan olaniyla bi an Göz Göze geldik ve Kadin gözlerini kacirdi , bian dedim "acaba yanlış birşey mi dedim?" Sonra iki Erkek konustular, ben yine " keşke onlari bende deseydim ya!" diyordum içimden,üzgün,üzgün... Sonra cevap vereceklerini dediler ister olumlu ister olumsuz. Sonra Bayan aradi ve ben havalara uctum, ama beni bidaha görmek istedigini söyledi ve çok mutlu oldum. Ikimiz sadece konuştuk sanki Arkadaşimmiş gibi, halende öyle aramız, Allah nazarlardan korusunnnn Amin :)) Sonrada Staja başladımmmm.
Tam tamina 3 Yıl olmuş bu Yollardan geçmişim, bir Yilim daha var, şuan oturduğum Vagondan Yolumun saģ tarafinda Atlar, solumda Öküzlere bakarak geçmişim Sabahları... Bazen Tezek kokusu, bazen Yaģmurun Şiddetine yakalaniyordum, Trenden inerken Öģrencilerin Trene binme isteģinden dolayi itilip kakilmaya mahruz kaldigim dogrudur :) Hizli adımlarla Firmaya doģru Yol alırken, bakmayin bazen Havanin aydinlik olmasina Kışın kapkaranlik oluveriyor Aģaçlikkar arasinda hiçbilmeden Ayaģimi Göl gibi batakliģin arasindada buldugum dogrudur, Telefonumun ışıģı bazen yetmiyor önümü Aydınlatmaya bile ama yere Kapaklanmadan işe gittiģim için yinede mutluyum. Bazen taze yapılan Yem Kokusu bazen o güzelim Toprak kokusuyla karışmıştı hertaraf, seviyorum bu Kokuyu... Dogum günümde "Ilk" Kutlayanlarim arasina girdiler, ilk zamanlar beni gördüklerinde çatık kaşlarin yerini Yüzlerini güzel Gülümsemeye biraktilar... Bürodan tut Işçilerin arasinda geçirdim bu 3 Yili, işçilerin arasindada çalıştım hiç çekinmeden "bi yerim kirlenir mi?" demeden...  yere oturdum, aģır Eşya taşıdıģımda nerde olursa olsun gören yardım Eli uzattılar, biliyorumdumki her Insana Insan gibi davraninca hiç bi kötülük gelmezdi... Bazende İş Elbisesi verip, öyle çalıştım aralarinda, beraber güldük bazen anlatilan Hikayelerden hüzünlendik....
Sonra iş gezintileri başladı, birçok şeyi bilmiyordum, burdaki Gelenekleri vs vs. Bunlari bilmediģim ičin itilip kakılmadım, "Dil" öyle birşeyki hergün yeni şeyler öģrendim, ama hiç kimseden "Anlayışın kıt" vs aşalayici tek Söz bile duymadım... tabiki bazi üzücü şeyler yaşadım, fesat ve ičinde kötülük olan Insanlar içinden dalga geçtiler, laf attilar, ister Almancayla olsun ister kültürleriyle olsun, ama şuana kadar içinde barindirdiklarini dışa vurmadilar  :)) Ama o Kişileri Allaha havale ettim. Ve bana nekadarda deģerli olduģumu gösterdiler, demekki bende bi Işık varki iş yerinde seviliyorumki, böyle eksik taraflarimi ortaya koymak istediler, herneyse :) Bazi Kişilerle, bazen kurduğum yanlış Almanca cümlelerinden dolayı Kahkahlara boģulup Gözümden yaşlar geldiģide doģrudur...
"Ilk" kazandığım Parayla Eve Ekmek almıştım sonra biraz daha Paramı biriktirip en sevdiğim Arkadaşlarımdan birine Hediye alıp göndermiştim...

Tabiiki herşey 4/4lük deģildi, bakmayın böyle güzel Tarafı anlattığıma :) Temizlikte, Çayda Kahvede yaptım, Firma için ve özel istekleri için Alışverişler, Elime kaģıt verilip ordan oraya yürüdüģümde olmuştur, Yüzyıllık çalışan Kişi deģilde beni Çıraģını koydular Milyarlarca Kaģıtlarin önüne düzelt dediler... günlerimi aylarimi aldi o Kaģıtlar... Bian geldi "burda benim ne işim var" dedim, bi an geldi Meslegimin ne oldugunu unuttum. Bazen "bazı" Çalışanlardan bağrıldım... An geldi karşılıklı Sesimiz yükseldi, çünkü kendilerininin bi zamanlar Çırak olduklarini unutmuşlardı... Üzüldüģüm ve aģlayarak eve gitmişliģimde var benim, sevmediģim Bölümler olmuştu "zaman Su gibi aksada Eve gitsem" yada "şu Bürodan ne desemde çıksam dışarı kurtulsam burdan" diyişlerimde var benim...

Benimle başlayan Stajerin bikaçı beni tanimadigi halde sevmemişti beni farkindaydim, neden oldugunu bilmesemde, hakkimda fesatlik yapilmişti onunda farkindaydım, benim farkimda olduklarinin biliçlerindeydi, ama hiç bizaman ne onlara karşi nede Arkalarindan konuşmadim. Çünkü onlarin kötü Şahis olduklarini hissediyor ve onlar gibi kötü olmak istemiyordum ve bana yakişmazdi. Herkese nasil Saygi hoşgörü sarf ettiysem onlarada aynisini sundum... Sadece işde deģildik, okuldada beraberdik...

Kötü şeyler geride kalsın istedim nede olsa orasi benim 2.Evim gibi heryerden girip çıkıyorum, bazen Şarki mirildanarak bazen koşarak ... Iyisinide kötüsünüde burda ögrendim... hiç bizaman unutmayacaklarim ve hatirlayacaklarim arasina girdiler artik... Seviyorum işte...

Sevgilerimle
Diloşunuz :)

17 Temmuz 2015 Cuma

Şeker Bayramı 2015

Bugün bayrammmm erken kalkın çocuklarrr 
Bayramlar bana beraberligi 'ayri' evlerde 'ayni' yasanan tatli heycanlari animsatirdi... birkac gün öncesinde yapilan 'bayram kömbesi', o kaliptan cikmayan hamura ne demeli , cikmayinca 'aman şekli bozuldu' diyip hamuru löpür löpür goturmekti,benim icin bayram hazirlik oydu  Ya peki cuma pazarindan alinan cicili bicili giyisi giyme heycani, meraki ..temizlikten hiccc bahsetmiyorum bile,cunku bende onlar bugulu  
Ya hic tanimadigin kisilerin evinin onunde hic tanimadigin cocuklarla ayni heycani yasamak.. 
Kapi acildiginda /amca/ yerine DEDE diyip gözlerisinin icinin gulmesine, sevinmesine neden olmak..Ellerini öpüp dua almak...
Bitmek bilmeyen Misafirler seker toplamaca ve saymaca...
Ilk gun cumbur cemaat mezarligi ziyaret etmek...
Aslinda bunlari hergun yapilabilesi seyler..benim buruklugum /hayat sartlarina/ benim buruklugum heryil bulusamadan aramizdan ayrilan guzel Insanlara...Ozamanda her bayram teyze dayi yada nene dede hala sehirden sehire yada köye gidilmezdi ama yinede ayni ülkedeydik..huzur..vardi
Veee daha dün dertlesmememize ragmen butun ictenligiyle /kuzen ozlediysen cik gel eskisi gibi bayramda beraber olalim/ dedi ve o An benim çok mutlu olmami ve beni guldurmeyi basardi  
Biliyorum suan yaninizda olamasaktaaa ruhen ve kalben yanyanayiz...isterdimki sizlere kocamannnn sarilip öpüp, bayraminizi kutlayip,eşek kadar olsamda harclik sirasina girmekti  
Iyiki varsinizzzzz  Bayraminiz kutlu olsun herzaman sevenlerinizle olun, ister bedenen ister ruhen. Sadece Bayramda degil Hayatinizin heranı Şeker gibi tatli gecsin 😘😍🎉💞

Sevgilerimle
 Dileģiniz :)